Papa’nın Türkiye’ye gelip ayinlere katılacak olması beraberinde tarihsel arka planı da getiriyor. İster istemez, aklımıza Sovyetlerin dağılmasından sonra ABD’de ortaya atılan yeni strateji, “Medeniyetler çatışması” geliyor. Çünkü dinler saf Tanrıya ibadet biçimini, saflığı, ahlakı ve dürüstlüğü beraberinde taşımıyor. Din-siyaset ilişkisini de beraberinde getiriyor ve bu da “Teo-Strateji” kavramıyla birlikte kendini gösteriyor.
Zaten Vatikan’da salt dini bir kurum değil. Aynı zamanda bir devlet. Devlet demek siyasetle yürüyen tüzel kişilik demektir.
Dikkatimizi çekecek bir önemli konu da hiç şüphesiz ziyaretin 1700 yıl öncesi ile ilişkilendirilmesi. Roma’nın Hristiyanlığı yaymak için geliştirdiği yeni strateji ve sonrasında gelişen olaylar büyük önem taşıyor. Bu bağlamda İznik toplantısı bir dönüm noktası oluşturuyor. Hristiyan mezhepler, görüşler ve İnciller konusunda ortak payda oluşturuluyor ve bunun sonunda İslam dünyasının canını yakacak Haçlı Savaşları başlıyor.
Müslümanların eteni şiş yapıp yiyen Haçlı komutanları var. Onlara Papa ödül veriyor.
Vahşetin sınırları sadece Müslümanlarla sınırlı değil. Aynı adamlar, 1204’de Doğu Bizans’a yani İstanbul’a misafir olarak geldiler. Sonra, işgal edip, kendi dindaşlarına katliam yaptılar. Yetmedi kadın ve kızların ırzına geçtiler. Orada bir Latin devleti kurdular.
Daha dün, 2014’te Papa Fransuva Türkiye’nin davetlisi olarak geldi. Döndükten birkaç ay sonra Vatikan’da ”1915’te soykırım yapıldı” diyerek ayin düzenledi. Daha sonra çıtayı en yükse koydu. “Türkler 21. Yüzyılın ilk soykırımını yaptı” dedi.