Ahmet Gürsoy Yeniçağ Gazetesi

Diyanet-Atatürk-Muhalefet

Aklı başında hiçbir insan, ülkenin kurucusuna dil uzatmaz. Nitekim, hiçbir ülkede bizdeki gibi büyük başarılara ve kurtuluşa imza atıp devlet kurmuş üstün nitelikli lidere söz söylemeyi kendine...

11 Kasım 2025 | 114 okunma

Aklı başında hiçbir insan, ülkenin kurucusuna dil uzatmaz. Nitekim, hiçbir ülkede bizdeki gibi büyük başarılara ve kurtuluşa imza atıp devlet kurmuş üstün nitelikli lidere söz söylemeyi kendine yakıştırmaz. Bunun bir tek istisnası var: Türkiye.

Cumhuriyetin kuruluşundan bu tarafa bir asır geçmesine rağmen, tarihle ilgili bunca belge ve bilgiye rağmen Mustafa Kemal’e muhalefet sürdürülüyor. Bu hazımsızlığın temelinde siyasal sistem var.

Cumhuriyeti, “dinsiz, tağut”, Atatürk’ü “Deccal” ilan eden kesimler, gerekçelerini İslam’a, (dine) dayandırıyor. Bunu yaparken de Osmanlı yönetim sistemini kendileri model olarak alıp, “Osmanlıcılık” üzerinden, Osmanlı’nın yükselme devri başarısını, tüm zamanlarda Osmanlı böyleymiş gibi çöküşüne kadar olan dönemi yok sayarak ballandıra ballandıra anlatıyor.

Dine dayalı muhalefet, Millî Mücadele döneminde hem silahlı ve hem de siyasi, Kurtuluş hareketini zora sokan süreçti. Bu politika düşmanların yaptığından çok daha can yakıcıydı. Düşünsenize, siz, Anadolu’ya çıkmış, milleti örgütleyip, silahlandırıp bir ordu kurmak istiyorsunuz, teslim olmuş devletinizin hükümeti yapamayasın diye üzerinize ordu gönderiyor. Başarmasınlar diye, isyan çıkartarak önünüzü kesmeğe çalışıyor. Yetmiyor, Şeyhülislamlık makamından fetva istiyor ve siz dahil, bütün Kuvayı Milliye’ye katılacakların şer’en (dinen) öldürülmelerinin caiz (hak) olduğunu ilan edip, İngiliz uçaklarından attırıyor. Gene yetmiyor, Sivas kongresini basmak için Kürt Tealli Cemiyeti ile işbirliği yaparak Sivas valisinin yardımıyla Sivas’ta yapacağınız kongreyi dağıtmaya, sizi de tutuklamaya çalışıyor.

Hakkınızda idam fermanı yayınlıyor.

Çok daha vahimi, Osmanlı’da sıradan bir subay olan Anzavur Ahmet lakaplı bir adamı, sivil paşa yapıp ordu kuruyor, İngilizlerle iş birliği içinde silahlandırıp adını “Hilafet Ordusu” koyarak, Kuvayi Milliyecilerin üstüne salıyor. Aylarca kıran kırana iç savaş yapılıyor. Bu durum, Kurtuluş Savaşı’nda sadece dış güçlerle değil, aynı zamanda iç güçlere karşı da savaşmak zorunda olduğumuzun acı bir gerçeğidir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Affedilmek istemiyorlarmış.. 02 Aralık 2025 | 107 Okunma Teo-politik açıdan Papa Leo 29 Kasım 2025 | 40 Okunma Barışı neye mal edeceğiz? 27 Kasım 2025 | 51 Okunma Siyasetin iki yüzü 25 Kasım 2025 | 92 Okunma Göz göre göre oluyor 22 Kasım 2025 | 68 Okunma