Dünyanın en çelişkili milli takımıyız. 3 gün önce dünya
şampiyonunu sahadan siliyoruz, tek bir pozisyon bile vermiyoruz ama
dün gece vasat bir takıma karşı skandal bir ilk yarı ve vasat bir
ikinci yarı oynayarak kaybediyoruz. İlk yarı gerçekten utanç verici
bir futbol oynadık. Sağır sultan biliyor ki İzlanda'nın en güçlü
yönü duran toplar... Yediğimiz goller de duran toplardan geldi.
Paylaşım hatası, bir anlık gaflet art arda golleri getirdi.
Dünyanın en iyi sağ açığı Mbappe, üç gün önce sağ tarafta
kımıldayamazken, aynı İzlanda dün gece kendi sağ, bizim sol
kanadımızı yol geçen hanı gibi kullandı. Aslında ilk yarı çok fazla
gol yiyebilirdik. Orta saha sürekli top kaybetti, ne takım
savunmasına katkı verdi ne de ileriye dönük organizasyon yapabildi.
Burak'a uzun top atıyorlar, o da kaybediyor. Hakan Çalhanoğlu,
Milan'da mı oynuyor, başka bir yerde mi, belli değil. Üstelik
defansif yardımı da yok, tıpkı Kenan gibi... Tablo böyle olunca
aslında ilk yarıdaki 2-1'lik skora şükretmeliyiz zira devre
biterken kornerden Dorukhan'ın kafasıyla kazandığımız gol
umutlarımızı ikinci yarıya taşıyıverdi. İkinci devre daha ofansif
oynamaya çalıştık ve özellikle son dakikalarda Merih'in vuruşu gol
olsa hiç de hak etmediğimiz 1 puanı alıp ülkeye dönerdik.
Ofansif oynamak demek dengesiz oynamak değildir. Acele oynayalım
diyerek özellikle Yusuf Yazıcı'yla çıkarken manasız toplar
kaybettik ve kaybedilen her top ciddi gol pozisyonu verdi. Sonuçta
hiç de beklemediğimiz bir sonuç ama hâlâ şansımız devam ediyor.
Aslında üzülmemiz gereken nokta kaybetmekten öte ortaya koyduğumuz
saçma sapan futbol. Asıl cevaplanması gereken soru dünya
şampiyonuna karşı kusursuzken dün geceki amatörlük niye?