Önce şunu söyleyeyim, Bülent Yıldırım'ın yaptığı hakemlik falan
değil. Dün gece adaletsizliğin, haksızlığın, eyyamın altın
harflerle kitabını yazdı. Sanki ona biri emir vermişçesine, 'Maç
berabere bitsin, adam falan atma, şiş de yanmasın kebap da'
demişçesine bir karşılaşma yönetti.
Çağdaş futbol hakemliğinin çok uzağında, rezalet bir performans
gösterdi. Maçın başında birbirinden sert hareketler var. Mehmet
Ekici'nin görmesi gereken iki kart var. Aynı şekilde Galatasaraylı
Belhanda da öyle... İlk yarıda Serdar Aziz'in bir yan topta
Skrtel'i suratından iterek düşürmesi çok açık bir penaltı. Üstelik
sarı kart olması lazım. Bülent Yıldırım bu harekete 'devam'
diyor.
İkinci yarı yine verdiği ve vermediği sarı kartlar gırla gidiyor.
Yine ikinci yarının hemen başında Fernando'ya Giuliano'ya yaptığı
hareketten dolayı sarı kart verdi. Ne sarı kartı Bülent? Bu hareket
direkt bileğe, topun üzerinden yapılmış, çok sert, vahim bir faul.
Bir darbe, karşılığı kırmızı olmalıydı. Yine bu yarıda Serdar
Aziz'in, Soldado'yu ceza alanında çekerek düşürmesi var. Kimse bu
harekete 'karşılıklı çekme var' demesin.
Kendisine doğru çekip Soldado'yu düşüren Serdar Aziz. Pozisyon ceza
alanı içinde.
Ama Bülent adlı hakem yine 'devam' diyor. Valbuena, Maicon'a
basıyor, en az sarı olması gerekirken kart mart yok.
Hakemin belki de maçta tek doğru kararı, Fernandao'nun ofsayt diye
iptal edilen golü. Top ortalanmak üzere vurulduğunda Fernandao en
az bir metre ileride. Gol iptal kararı doğru.
Sonuçta çok kötü bir hakem ve kötü bir Fenerbahçe... Buna rağmen
pozisyon buldular ama maçı kazanmayı futbol olarak hak ettiler mi,
bence hayır. Ama Galatasaray, Kadıköy'de böylesine bir derbide çok
sayıda pozisyon yakaladı. Hele son 15 dakikada yakaladıkları...