Önce şunu söyleyeyim; Fırat Aydınus hakem falan değil...
Elbisesine bakınca ya da elindeki düdüğü görünce ona hakem
diyebilirsiniz ama bana göre artık sahalarımızda düdük çalması çok
tehlikeli bir hakem konumuna gelmiş. Fizik mükemmel, çok da
yakışıklı... Oyuncularla ince ince esprileşiyor. Aşk
filmlerinin unutulmaz jönleri gibi. Ama iş biraz zorlaştı mı,
ciddi karar vermesi gerektiği anlarda korku filmlerindeki
hayaletten korkup, mekanı bırakıp kaçan figüranlara
benziyor. Dün net bir ofsayt gol ve verilmesi gereken en az 3
kırmızı kart varken jönümüz hepsine gülerek, oyuncularla bakışarak
ve sportif anlamda cilveleşerek yanıt verdi.
70 dakika harika bir Fenerbahçe izledik. Hele hele ilk yarı
Fenerbahçe, Galatasaray'ı sürklase etti. Sahanın her bölgesinde
acımasız bir pres uyguladılar. Galatasaray kafayı kaldıramadı,
3 pas yapamadı. Bu yarıda Fenerbahçe hak ettiği golü de
buldu. Sağdan gelen ortada Muslera uçtu, topu tokatladı, kale
boştu. Diego da ceza alanı dışından iyi bir vuruşla Fenerbahçe'yi
öne geçirdi. Bu yarı Nani şov yaptı.
Sadece Nani mi? Tüm oyuncular fevkalade iyi oynadılar. İlk
yarı maç farka gider mi diye düşünüyorduk ki her geçen dakika oyun
dengelendi. Son 20-25 dakika Fenerbahçe manasız bir şekilde
maçı bıraktı. Bütün üstünlük Galatasaray'a geçti ve oyunun son
bölümlerinde de bir yan toptan Olcan'ın kafası maçı
kurtardı.