İran ve Suudi Arabistan arasındaki her geçen gün yeni
gelişmelerle artan gerilim bir savaşla sonuçlanabilir mi? Suudi
Arabistan kaynaklarından gelen açıklamalar, gerilimin bir savaşa
yol açmayacağı şeklindeyse bile, savaş, göz ardı edilemeyecek kadar
ciddi bir ihtimal. Ancak ABD ve Rusya için “İran-Suudi
savaşı” şu an için riskli görünüyor. ABD, petrol fiyatlarının
düşmesi nedeniyle Rusya'nın daha fazla güç kaybetmesini ister.
Ayrıca ABD, “kaya gazı” ihraç etmek için mevcut durumun
sürmesini daha uygun bulur. Rusya ise petrol fiyatlarının
yükseldiği bir ortamı arzu eder ve böyle bir fırsat çıktığında,
bundan yararlanabilecek durumda olmak ister.
Öte yandan İran, bir savaş durumunda petrol üretimi daha da
yavaşlayacağından daha fazla zarar ihtimalini gözetmek durumunda.
Suudi Arabistan'ın petrol üretimini hızlandırmak suretiyle
fiyatları düşürme politikası İran ve Rusya gibi ekonomileri petrole
bağlı ülkeleri zayıflatıyor. Suudi Arabistan'ın petrol fiyatlarını
düşürmesi aslında kendi ekonomisi için de büyük kayıplara yol
açıyor. Bu, şimdilik tahammül edilebilir bir kayıp gibi gözükse
bile mevcut durum devam ettiği takdirde içerde çok ciddi sosyal ve
siyasi problemlere sebebiyet verebilir.
İran'ın “Hürmüz Boğazı”nı kapatması halindeyse “Basra
Körfezi”nden petrol çıkışı durur. Bu ise hem İran'ı, hem de Suudi
Arabistan ve diğer Körfez ülkelerini zora sokar. Bundan, enerji
bağımlısı olan Avrupa ve Japonya ile ekonomisi kriz sinyali veren
Çin de olumsuz etkilenir.
Zamansız bir İran-Suudi savaşı, “Dünya sistemi”ni allak bullak
edebileceği için ABD ve Batı, Tahran ve Riyad üzerindeki diplomatik
baskıyı artıracaklardır. İki devlet arasında doğrudan bir
savaştansa “vekalet savaşları” Batı'nın çıkarlarına daha uygun.
Ancak bu girişimler sonuç vermeyebilir ve bölgeyle sınırlı
kalmayacak daha büyük çapta bir savaşın yolu açılabilir.
İran ve Suudi Arabistan arasındaki gerilimin nedenlerinden biri de
ABD'nin dayattığı nükleer anlaşmayı İran'ın imzalamasıydı.
Yaptırımlardan kurtulacak bir İran'ın bölgedeki gücünün artacak
olması Riyad'ı kaygılandırıyor. Vaziyet bu noktada iki ülke için
“Tukidides Tuzağı”dır.
Modern tarih biliminin babası olarak kabul edilen Tukidides,
Milattan önce 431-404 yılları arasında Antik Yunan'daki şehir
devletleri arasında çıkan “Peleponnes savaşları”nı anlatan
kitabıyla tanınıyor. Kendisi de bu savaşlara katılan Tukidides,
Atina ve Isparta arasındaki savaşı kaçınılmaz kılan sebeplere
dikkat çeker. Buna göre, Peleponnes savaşlarının asıl sebebi,
Atina'nın yükselen gücünün bölgede en etkin güç olan Isparta'da
yarattığı korkuydu.