Parag Khanna 'imparatorluklar' ve
'jeopolitik' arasındaki ilişkileri analiz ederken bir yerde
“Jeopolitik pazarda meşruiyet, etkinliğe dayalıdır ve diğer süper
güçler karşısında kendisini kanıtlamalıdır” der. Rusya'yı
“Sovyetler Birliği” dönemindeki büyüklüğüne kavuşturmak isteyen
Putin'in bu sözden anladığı, galiba sadece kaba güç. Bu haliyle
Putin, ilk Rus Çarı “Korkunç” İvan ile onun
20. yüzyıldaki hayranı “Stalin”in tuhaf bir
karışımını andırıyor. Putin, elde edeceği güçle ne yapacağını
Gürcistan'da, Ukrayna'da, Kırım'da ve Suriye'de gösterdi. Bu gücün
insanlığa ve Rus halkına hayrının dokunmayacağı aşikâr.
Rusya doğalgaz zengini ama bunun Rus halkına çok az faydası var.
Rusya'da savurgan harcamalar ve çarpık bir kalkınma atbaşı
yürüyor.Khanna'nın 2007'de yazdığı gibi, Rusların
neredeyse üçte ikisi açlık sınırında yaşarken yeni gelen her soğuk
kışla birlikte dalga dalga ölüme gidiyorlar. Rusya'nın enerjisi de
Rusları hayatta tutamıyorsa, yakında Rusya diye bir şey
kalmayacak.
Putin, 2012'de, “Rusya Savunma Konseyi”nde
Stalin'e atıfta bulunarak şöyle demişti:
“Silah sanayii alanında bizim 30'lu yıllardaki büyük
hamleye benzer bir girişime ihtiyacımız var. Dünyadaki silah
teknolojisinden onlarca yıl geride kalmış bulunuyoruz. Geri
kalmışlığı aşmamız için önümüzdeki 10 yılda 23 trilyon ruble
(yaklaşık 718 milyar dolar) bütçe ayrıldı. Ama herkes bunun bizim
son şansımız olduğunu çok iyi bilmeli. Bir daha ne böyle bir para,
ne de böyle bir ortam bulamayız. Bu yüzden askeri sanayinin
modernizasyonuna herkesin tıpkı zamanında Stalin'in
gerçekleştirdiği başarıları hiza almalı”
1930'larda Stalin gibi silahlanma konusunda sabırsızlık
gösterenlerden biri de Hitler'di. Hitler ve Stalin 1939'da bir
'saldırmazlık paktı' da imzaladılar. Bu anlaşmadan cesaret alarak
dünya savaşını başlatan Hitler 1941'de Rusya'ya da saldırdı. 50-60
milyon insanın hayatını kaybettiği savaşta en büyük zayiatı Ruslar
verdi. Zayiatın 20 milyondan fazla olduğu söylenir. Sovyetler
Birliği elde ettiği Doğu Avrupa'yı 45 yıl sonra tek kurşun atmadan
kaybetti. Stalin Sovyetler Birliği'ni 'dünya gücü'
yaptı ama bu Rus halkına ne mutluluk getirdi, ne de refah.
II. Dünya Savaşı'nın Avrupa'daki yükünü neredeyse tek başına Ruslar
sırtladılar. Ruslar müttefiklerinin Avrupa'da ikinci bir cephe
açmasını boşu boşuna beklediler. Yeni cephe açıldığında en büyük
kayıplarını çoktan vermişlerdi. Herkes bu ara, Putin'in ne yapmaya
çalıştığını Rus fıkrası anlatarak çözmeye çalışıyor. Kervana ben de
bir fıkrayla katılacağım. Fıkra, II. Dünya Savaşı'nda Rusların
istediği cephenin neden geç açıldığını da anlatıyor: