15 Temmuz gecesi CNN Türk'te yayında olduğum sırada arayanlardan
biri de AK Parti Afyon Milletvekili Ali Özkaya'ydı.
O sırada Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeydi. “Külliye’yi teslim
almaya gelen tankı etkisiz hale getirdik. Askerleri teslim aldık”
dedi.
Ali Özkaya darbe oluyor diye ilk tweet atan milletvekiliydi.
10.46’da, “@avaliozkaya”adresinden “FETÖ Jandarma ve Havacılara
darbe yaptırmaya çalışıyor. Uyanın ey millet” diye attığı tweet ilk
uyarı işaretlerinden biri olmuştu.
Yayın arasında konuştuğum Ali Özkaya, “Sana asıl başka bir haber
vermek için aradım” dedi. Daha dikkat kesildim. “Birinci Ordu
Komutanı Ümit Dündar Paşa darbecilere karşı, onu yayına
alabilirsiniz” dedi. Ali Özkaya’dan gelen bilgi önemliydi. Darbe
gecesinde kırılma anlarından biri olabilirdi. Ümit Paşa’ya ulaşmaya
çalışırkenNermin Yurteri, NTV’de yayına almıştı. Nermin Yurteri o
gece askerleri yayına alarak, darbenin emir-komuta zinciri içinde
yapılmadığını ortaya koydu. Oğuz Haksever, muhalefeti darbeye karşı
sesini yükseltmeye çağırdı. O gecenin kahramanları vardı.Hande
Fırat gibi. CNN Türk’ten Başak Şengül, baskın sırasında stüdyoyu
terk etmeyerek uzun süre yayın yaptı. CNN Türk Genel Müdürü Erdoğan
Aktaş, darbecilere karşı direndi, soğukkanlı yönetimi ile ekranı
karartmadı, Ferhat Boratav’la birlikte darbe karşıtı etkili bir
yayın yaptılar. O gece yayın dünyasında belki ekran önündekiler
hatırlanacak ama silahların gölgesinde yayın yapan, gazete
çıkarmaya çalışan isimsiz kahramanlar var.
MEGAFONLA; EY MİLLET...
Darbecilerin belirli aralıklarla vurdukları yerlerden biri de
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ydi. İlk olarak helikopterle
taramışlardı. Yaralılar vardı. Onlar hastaneye yetiştirilmeye
çalışırken, bir tank Külliye’ye doğru ilerliyordu. Ali Özkaya
silahı çekip, tankın önünde duruyor. Ama tank bu, durur mu? Bir
anlık yavaşlamayı fırsat bilen halk tankın üzerine çıkıyor. Tankın
içindeki üsteğmen ve askerler teslim alınıyor.
Üsteğmen ile Özkaya arasında şu diyalog yaşanıyor:
- Ne işin var Cumhurbaşkanlığı’nda?
- Genelkurmay Başkanı’nı almışlar, kurtarmaya geldim.
O sırada polisler, “Askerler WhatsApp’la yazışıyor” diye uyarıyor.
Kimle yazışıyorlar? Abilerle...
Bir de Külliye’de silahlı nöbet tutan askerler var. Özkaya
polislere, “Askerleri gözaltına alalım” diyor. “Çatışma çıkar” diye
yanaşmıyorlar. Bunun üzerine megafonla,“Ey millet, bunlar darbe
yapmak için geldi. Bunları gözaltına almamız lazım” diye anons
yapıyor. Milletle beraber askerleri tutup aşağıya indiriyor,
silahlarını polise teslim ediyorlar. Külliye’deki askerlerin
gözaltına alınması kameraya alınıp, sosyal medyaya atılıyor. O
görüntüler Türkiye’ye örnek oluyor.
Darbeyi sadece bizim milletvekillerimiz yaşamıyor.
Arnavutluk’ta düzenlenen Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi
İzleme Komitesi toplantısında AKPM Türkiye Delegasyonu Başkanı AK
Parti Adana Milletvekili Talip Küçükcan söz alıp, “Darbe
gerçekleşseydi ben ve Sayın Haluk Koç bu salonda olamayacaktık”
diye söze başlıyor. Darbe girişimini anlatıyor. “Darbe başarılı
olsa ya öldürülecektik ya tutuklanacaktık ya da işkence görüyor
olacaktık” diye konuşuyor.
HAVAALANINDA MAHSUR KALDIM
Talip Küçükcan’ın sözü bitince AKPM İzleme Komitesi Başkanı Romanya
MilletvekiliCezar Florin Preda, “Ben söz almak istiyorum” diyor,
“Çünkü ben darbeyi yaşadım”diye ekliyor. O sırada başlar Romen
Milletvekili’ne dönüyor. “Darbe gecesi eşim ve çocuğumla birlikte
24 saat İstanbul Havaalanı’nda mahsur kaldım” diyor. Milletvekili o
ana gidiyor. Heyecanlı bir ses tonuyla başlıyor o geceyi anlatmaya;
“Uçaklar tepemizde uçuyordu. İnsanlar korkudan ne yapacağını
bilemiyor, kadın tuvaletine saklanıyordu. İlk başta ne olduğunu
anlayamadık. Ta ki Cumhurbaşkanı’nın uçağı İstanbul’a ininceye
kadar. Biz de o sırada ülkeden çıkabilecek miyiz, tutuklanıp
tutuklanmayacak mıyız, başımıza ne gelecek diye çok büyük kaygı
yaşadık.”