15 Temmuz gecesi.
Saat 21.00.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, makam odasında, çalışma masasında
çalışıyor.
İçeriye giren Tümgeneral Mehmet Dişli heyecanlı bir sesle,
“Komutanım operasyon başlıyor, herkesi alacağız” diyor. Hulusi
Akar, “Ne diyorsun ulan sen, ne operasyonu, sen manyak mısın, sakın
ha!” şeklinde karşılık veriyor.
Genelkurmay Başkanı hiddetle, “Benim seninle, bir başkasıyla, böyle
işlerin içerisinde olanlarla hiçbir işim olamaz” karşılığını
verince, Dişli dışarı çıkıp emir subayı Levent Türkkan’a, “Odaya
girin” diyor.
Akar savcılığa verdiği ifadede ayrıntılı olarak anlatıyor. “Birisi
iterek sandalyeye oturmamı sağladı ve o esnada arkadan bir başkası,
elinde el havlusu tarzında bir şeyle hem ağzımı hem burnumu
kapatarak nefes almamı engelledi. Bu esnada kolunu boğazıma doladı,
sıktı, askeri kıyafete ait ip türü bir cismin boğazıma
sürtünmesiyle o anda nefes almakta güçlük çektiğim için
debelenirken ve ellerimle burnumu açmaya çalışırken, bir başkası
plastik kelepçeyi bileklerime taktı.”
KİMİN PİÇLERİSİNİZ
Bu esnada emir subayı Levent Türkkan silahı çekiyor, “Vururum,
sıkarım” diyor. Akar, “Sık ulan” diye karşılık verince silahı
indiriyor. Hulusi Akar, “Siz kimin piçlerisiniz. Nereden
besleniyorsunuz, nereden emir alıyorsunuz, başınız kim sizin?”
diyerek ayağa kalkmaya çalışıyor, Özel Harekâtçılar boynundan
sıkarak oturtuyor. Bir kez daha ayağa kalkmak için hamle yapıyor.
Özel Harekâtçılar tekrar boynundan sıkarak yerine oturtuyor.
Genelkurmay Başkanı helikopterle Akıncı Üssü’ne naklediliyor.
Mehmet Dişli o sırada Akar’ın yanında. Akıncı Üssü’nde Tuğamiral
Ömer Harmancık, darbe bildirisini önüne koyup Genelkurmay
Başkanı’ndan imzalamasını istiyor. Ama sadece onunla yetinmiyor.
“Türk Silahlı Kuvvetler’i yönetime el koymuştur” ifadesinin yer
aldığı bölümü kameraların karşısında okumasını istiyor. Akar,
imzalaması için önüne konulan bildiriyi fırlatıyor. Hulusi Akar’a
çay ikram ediliyor, sehpaya su konuluyor. Hulusi Akar çayı
reddediyor, içmiyor. Ama onlara bağırmaktan boğazı kuruduğu için su
içiyor.
Sabah saatlerine doğru darbecilerin başarısız olduğu anlaşılmaya
başlanıyor. Genelkurmay Başkanı sabah 08.30’da kurtarılıyor. O
sırada bir arbede yaşanmıyor. Dişli bu kez, “Komutanım kurtulduk”
diyor. Hulusi Akar, üsten ayrılacağı helikoptere doğru ilerlerken,
Dişli’ye, “Sen kal” diyor. Ama o gelmek istiyor. Helikoptere
birlikte biniyorlar. Çankaya Köşkü’ne ulaştıklarında saat 09.30’u
gösteriyor. O sırada bazı bakanlar Köşk’te. Hulusi Akar bakanların
olduğu odaya giriyor, “Nerede sıkıntı var” diye soruyor. Bakanlar,
“Genelkurmay karargâhı, Akıncı Üssü ve 2. Ordu Komutanlığı’nda”
diyorlar.