BAŞKANLIK sisteminin adı, cumhurbaşkanlığı sistemi oldu.
Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili olarak AK Parti ile MHP
arasındaki görüşmelerde önemli ilerleme sağlandı.
“Hava pozitif” deniliyor ama bu hiçbir sorun olmadığı anlamına
gelmiyor. İki noktada pürüz var. Pürüzleri gidermek için AK Parti
Genel Sekreteri Abdulhamit Gül ile Mehmet Parsak yeniden bir araya
gelecekler.
Gül ile Parsak, sorunun çözümünde başarılı olurlarsa, Başbakan
Binali Yıldırım ile MHP Lideri Devlet Bahçeli bir araya gelerek
paketin olgunlaşmasını sağlayacaklar.
AK Parti’de kiminle konuşsam, “Aman sistemi takvime kurban
etmeyelim” diyorlar. Ama nisan-mayıs ayında referandum beklentisi
var.
AK Parti ile MHP arasında görüşülen pakete ilişkin bazı bilgileri
netleştirmekte yarar var. Paket 12 maddeden oluşuyor. Ayrıca kanun
tekniği açısından 2 madde var. İki çuval ya da iki depo madde
deniliyor.
1- Mülga maddeler... Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçişle birlikte
yürürlükten kaldırılan maddeler. Yürütme yetkisiyle ilgili maddeler
bunun içinde yer alıyor.
2- İbare değişikliği yapılan maddeler.
Bir de geçiş hükümleri var ki çok önemli. Cumhurbaşkanlığı
sistemine 2019 tarihinde geçilecek. Ancak geçiş hükümleri çok net
bir şekilde ifade edilmezse bir kaos yaşanabilir. ‘Anayasa
değişikliği referandumdan geçtiği takdirde Başbakan ne olacak?
Cumhurbaşkanlığı hükümeti ne zaman yürürlüğe girecek? Cumhurbaşkanı
partisine ne zaman üye olabilecek’ gibi.
HENÜZ KRİZ OLARAK İFADE EDİLMİYOR
Gelelim AK Parti ile MHP arasındaki görüşmelerin perde
arkasına.
İki noktada pürüz yaşanıyor. Yaklaşım farkı denilebilir ama henüz
kriz olarak ifade edilmiyor.
1- En önemli sorun, Cumhurbaşkanı’nın partisiyle ilişkisi konusunda
yaşanıyor. MHP, Cumhurbaşkanı’nın parti üyesi olmasına karşı
çıkmıyor ama parti genel başkanı olmasına itiraz ediyor. AK Parti
ise başkanlık sistemini bir ölçüde bunun için istiyor. O nedenle bu
ciddi bir pürüz konusu. Görüşmelerde bir kriz yaşanırsa buradan
çıkabilir. Ama her iki tarafta aşılamayacak bir nokta olarak
görmediklerini ifade ediyorlar. AK Parti, cumhurbaşkanlığı
sistemine geçilirken partide, ‘iki bir’ sisteme izin verilmesine
sıcak bakmıyor. Biri icranın başındaki cumhurbaşkanı, diğeri parti
genel başkanı gibi ileride iki ayrı güç odağı oluşturabilir. İkili
sistem sürtüşmeye zemin hazırlar. Adı cumhurbaşkanlığı sistemi olsa
da bu sistemin özü başkanlık sistemi. Parti üyesi olabilen
cumhurbaşkanı, partinin genel başkanı da olabilmeli tezini
savunuyor. MHP ise cumhurbaşkanının parti üyesi olabilmesine itiraz
etmiyor ama genel başkanı olmasına sıcak bakmıyor. Bu pürüzü
aşabilme uğruna AK Parti’nin geliştirdiği bir formül daha var. O da
‘Anayasada, cumhurbaşkanının partisiyle olan ilişkisi sınırlanıp
tarif edilmesin. Parti genel başkanı olamaz şeklinde negatif bir
hüküm konulmasın. Cumhurbaşkanı o ilişki düzeyini kendi
belirlesin’. Bu noktanın altını çizmek istiyorum. MHP eğer, genel
başkan olamaz noktasında diretirse, bu ciddi bir kriz konusu
olabilir.