Abbas Güçlü Milliyet Gazetesi

Dünya dönmeye devam ediyor!..

Kiminle konuşsanız, sanki dünyanın sonu geldi havasında. Herkesin gerekçesi farklı. Kendilerine göre haklı, hem de çok haklılar. Eğer olaya onların baktığı çerçeveden bakarsanız...

19 Şubat 2017 | 322 okunma

Kiminle konuşsanız, sanki dünyanın sonu geldi havasında.
Herkesin gerekçesi farklı.
Kendilerine göre haklı, hem de çok haklılar.
Eğer olaya onların baktığı çerçeveden bakarsanız, dünyanın sonunun geldiğine inananlar kervanına anında siz de takılırsınız.


Ama biraz konuşup, farklı bakış açıları sunduğunuzda, en karamsar olanı bile, bir süre sonra, hayatın pek de o kadar vahim olmadığı noktasına getirebilirsiniz.
Yeter ki hayatın mücadele etmeye değer olduğuna ve iyinin kötüyü kovacağına inanın!..
Ölüm ve doğum
Hayat çok enteresan.
Salı günü, apartmanda, aynı anda sevinçle hüznü bir arada yaşadık.
Daha bir gün önce sapasağlam gördüğümüz Erdil Abi’yi sonsuzluğa uğurladık.
Ebru ve Nejat’ın ikizlerine hoş geldin dedik. Üstelik biri kız, diğeri de erkek!
Dünya milyonlarca yıldır böyle gelmiş böyle gidiyor.
Acı da, sevgi de, ne kadar büyük olursa olsun, bir süre sonra sıradanlaşıyor.
Çünkü yerini başka mücadeleler alıyor...
Öteleme, erteleme
Uzun yıllardır hayatımız öteleme ve erteleme düzeninde gidiyor.
Sürekli seçim oluyor ve hemen her şey ona endeksleniyor.
Hele şu seçim, referandum aradan çıksın, ondan sonra bakarız diyoruz...
Bayram, yılbaşı, darbe girişimi, kar kış tatilleri, yaz, kış, kriz derken yapacağımız her ne varsa, onları ötelemek ya da ertelemek için mutlaka bir mazeretimiz oluyor.
Hiçbir şey bulamasak, hele bu ayı, bu yazı, kışı atlatalım, sonra bakarız moduna giriyoruz.
Her ne kadar çok haklı gerekçelerimiz de olsa, hayatımızdan öteleme, erteleme ve mazereti çıkarmadığımız sürece mutlu olmamız mümkün değil.
Çünkü her erteleme, öteleme ve mazeret, üzerimize sürekli bir yük bindiriyor ve katlandıkça da yarattığı huzursuzluk artıyor.
En kötü karar kararsızlıktan iyidir örneğinde olduğu gibi, zamanında yapılan basit bir iş bile, çoğu zaman, gecikenden daha iyi olabilir.
Özellikle de bizim mesleğimizde olduğu gibi...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yeni müfredat ne kadar yeni? 28 Nisan 2024 | 257 Okunma Atama, obezite ve boşvermişlik 26 Nisan 2024 | 199 Okunma Müthiş bir dernek ve 5. Sanayi Devrimi (2) 24 Nisan 2024 | 206 Okunma 4. Sanayi Devrimi, bir dernek ve bir kıvılcım (1) 21 Nisan 2024 | 78 Okunma Köy Enstitüleri ve öğretmen atamaları 19 Nisan 2024 | 264 Okunma