Yeni üniver- siteye giriş sistemine toplumun her kesiminden
tepki vardı, bu kervana MHP Genel Başkanı Bahçeli de katıldı.
Devlet Bey yeni sistemi çok sert sözlerle eleştirdi ve “İktidar
bize destek versin sınavları hepten kaldıralım” dedi.
Nasıl olacağını açıklamadı ama belli ki bir bildiği var.
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz ve YÖK Başkanı Saraç kendisinden bir
randevu alıp, sistemin detaylarını öğrenmeli.
Atalarımız boşu boşuna “El elden üstündür” dememişler.
Bakarsınız, gerçekten de sınavları tümüyle ortadan kaldıran bir
sistem getirirler, biz de ayakta alkışlarız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başbakan Yıldırım’ın, öğrencilerin,
velilerin, dershaneler ve yayıncılar dışında, toplumun her
kesiminin istediği de bu değil miydi!
Haydi Ankara, çözün bu işi, YÖK’ün, tarihi ve tarihçileri yok
saydığı bir dönemde, tarihe geçin!
Bu suskunluk
niye?
Veli ve öğrenciler dokuz doğururken, MEB, YÖK ve ÖSYM’den çıt
çıkmıyor.
Oysa kafalarda onlarca soru var.
Keşke, en azından böylesi kritik dönemlerde, haftalık olağan basın
toplantıları düzenleseler de kamuoyu bilgilense. Ama milyonların
tedirginliğinin onların umurunda olduğunu sanmıyorum. Olsaydı,
böyle mi olurdu?
Lise ve üniversiteye girişte son durum ne?
Üniversiteye girişte, YKS bu haliyle mi uygulanacak yoksa üzerinde
rötuşlar yapılacak mı?
Gelecek yıla ertelenme ihtimali var mı?
Her kafadan bir ses çıkıyor ve son durumun ne olduğu konusunda
kafalar karmakarışık.
YÖK ve ÖSYM, uygulama ve puanlama konusuna keşke biraz daha açıklık
getirse, işte o zaman kafa karıştıran şehir efsaneleri, yerini
gerçeklere bırakır.
Bu arada, yeni sistemin bazı yayıncılar tarafından önceden
bilindiğine yönelik iddialar var.
YÖK Başkanı Saraç’ın açıklamasından iki gün sonra yeni sisteme göre
hazırlık kitapları basılmış!
Yine aynı şekilde, yeni sisteme göre açılan kurslar diye ilanlar
görmeye başladık.
Eğer önceden bilgileri yoksa bu kadar hızlı hareket etmeleri mümkün
mü?
Ve bütün bu gelişmelere YÖK ne diyor?
TEOG gitti
de...
MEB, TEOG’u kaldırmaya kaldırdı da yerine ne getirecek?
Milyonlarca veli, öğrenci, öğretmen tedirgin bir bekleyişte.
Yaşananlara isyan edip, okula gitmekten bile vazgeçen öğrenciler
var.
MEB’in görevi, öğrencileri okula küstürmek değil, öğrenim aşkını
daha da artırmak olmalı.
En azından isteyen sınava girecek, istemeyen girmeyecek yönünde bir
açıklama konusunda biraz bilgi verilse de herkes önünü
görebilse.
En kötüsü sessizlik ve şu anda yapılan da bu!
Tarih
öğretmenleri
YÖK’ün yeni sınav sistemi en çok tarih öğretmenlerini vurdu.
Türkçe ve matematik öğretmenleri dışında etkilenmeyen de yok
gibi.
Kapı önüne konan öğretmen sayıları hızla artarken, konuya MEB’in
sessiz kalması düşünülemez.
Amacın sınav odaklı bir eğitim olmadığı, sınavların sadece bir araç
olduğu, özellikle, özel okullara çok net anlatılmalıdır.
Dershanelere gelince! Tüm düzenlerini değiştirdiler, öğretmenlerini
kapı önüne koydular.
Peki, ya yarın geri adım atılırsa ne olacak?
Bu acelecilik niye?
Özetin özeti: Eğitimi rayından çıkarmaya hiç kimsenin hakkı
olmamalı