Abbas Güçlü Milliyet Gazetesi

Akademik kariyerde soru işaretleri!..

Akademik kariyerle ilgili çok ilginç gelişmeler oluyor. Yüksek- öğretim sektörü öylesine büyüdü ki 20-30 üniversiteye göre dizayn edilen YÖK, kalite ve denetim konusunda ne kadar titiz davransa da 200’e yakın...

16 Eylül 2017 | 1.341 okunma

Akademik kariyerle ilgili çok ilginç gelişmeler oluyor.
Yüksek- öğretim sektörü öylesine büyüdü ki 20-30 üniversiteye göre dizayn edilen YÖK, kalite ve denetim konusunda ne kadar titiz davransa da 200’e yakın üniversiteye yetişemiyor.
İşte size çok çarpıcı iki örnek:
Yayın ve sempozyumlar
“Yükseköğretimde, akademik camiadaki yozlaşmaya, sonuç olarak kaliteden yoksun, sadece çıkar odaklı yeni akademik neslin nasıl yetiştirildiğine ilişkin çok basit bir örnek göstermek istiyorum.
Akademik yükseltmelerde, geçen yıldan beri uygulanan akademik teşvik ödemelerinde uluslararası taranan dergilerde yapılan yayınların, sunulan bildirilerin büyük önemi var. Maalesef, son 2 yılda uluslararası konferans olarak düzenlenen, kaliteden yoksun çalışmaların güya sunulduğu toplantılar düzenlenmekte. Bu tür tezgâhlar, eğer önüne geçilmezse günbegün artacaktır. 
Katılımcıların hemen hemen yüzde 80’i Türkiye’den, yaklaşık 360 bildirinin 200 kadarı Türkiye’den olan bu toplantı, İtalya’da düzenlenmekte.
Sadece benim bölümümden 20 kişi bu toplantıya katılıyor.
Ayrıca her bir katılımcının en az 5 bildiride ismi yazar olarak görünüyor. İşin diğer bir hazin tarafı, bu tezgâh toplantıdaki bildirilerin çoğu, yayınevi sahibi Avrupa’da yaşayan bir Türk olan dergide, kalitesine bakılmaksızın makale olarak basılıyor.
Bu insanlar, bu makalelerle doçent, profesör oluyorlar (buna son yıllarda kendi bölümümüzde bire bir şahit olduk).
Yayın teşvik adı altında para alıyorlar (hem üniversiteden hem de TÜBİTAK’tan), ayrıca akademik teşviklerde de puanlarını yine bu kalitesiz yayınlar iliştirerek haksız kazanç sağlıyorlar.
Toplantıya katılım için üniversite- lerinden ya da TÜBİTAK’tan aldıkları destek paraları da cabası!
Beni üzen tarafı ise gelecekte öğretim üyesi konumuna gelecek araştırma görevlilerinin de birlikte çalıştıkları hocaları/danışmanları tarafından böyle kirli işlere alıştırılması, gerçek bilimden uzak, kolay yoldan bir yerlere gelme çabası içine sokulmalarıdır.
Bu böyle devam ederse, gelecekte üniversitelerimizin akademik kadro kalitelerinin yerlerde gezeceği çok aşikârdır.”
Doktora mülakatları

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yeni müfredat mı yeni sistem mi? 03 Mayıs 2024 | 213 Okunma Eğitim, değişim yorgunu 01 Mayıs 2024 | 149 Okunma Yeni müfredat ne kadar yeni? 28 Nisan 2024 | 487 Okunma Atama, obezite ve boşvermişlik 26 Nisan 2024 | 203 Okunma Müthiş bir dernek ve 5. Sanayi Devrimi (2) 24 Nisan 2024 | 210 Okunma