Atatürk’ü, ebediyete intikal edişinin 80. yılında bir kez daha
minnetle, rahmetle ve özlemle anıyoruz.
O, dün olduğu gibi yarın da söylemleriyle, yaptıklarıyla,
vizyonuyla, hep en büyük yol göstericimiz olacak.
O’nu anlamak için önce tanımak gerekiyor.
İşte bu yüzden, hamaset nutuklarının ötesine geçip, yeni nesillere,
O’nu çok daha iyi anlatmalıyız.
Özellikle de yaşadığı dönemin koşullarını göz önünde
bulundurarak!..
Atatürk, “Benim söylediklerim ile bilimin söyledikleri ters
düşerse, bilimin söylediklerini esas alın” diyecek kadar yüce bir
insandı.
O dayatmalardan değil, özgürlüklerden yanaydı.
O’nun gözünde, çocuklar ve gençler geleceğimizin teminatı,
öğretmenler de geleceğin mimarıydı.
Ve bugüne kadar olduğu gibi yarın da kendisine ve eserlerine en çok
sahip çıkacak olan yine onlar olacak...
Hani sınavlar kalkacaktı?
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk
sınavda başarılı olan öğrencilere müjde vermiş!
Selçuk, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Bakanlığının 2019 yılı
bütçesinin sunumunda yaptığı konuşmada, sosyal yardım icraatlarına
büyük bir hızla devam edildiğini belirterek, Şartlı Eğitim Yardımı
çerçevesinde, “Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen
sınavlarda, illerinde ilk 10’a giren veya Türkiye genelinde ilk 20
bine giren Şartlı Eğitim Yardımı faydalanıcısı çocuklarımıza aylık
500 lira, üniversiteye giriş sınavında ilk bine girme başarısı
gösteren Şartlı Eğitim Yardımı faydalanıcısı evlatlarımıza ise bir
defaya mahsus olmak üzere 5 bin lira nakdi destek sağlayacağız”
diye konuştu.
Ne güzel destek diye alkışlamak gerekiyor. Ama aynı hükümet,
sınavların kaldırılması için çaba harcamıyor muydu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, defalarca, çocuklarımızı şu sınav belasından
kurtarın demedi mi?
Peki, o zaman bu teşvik neyin nesi, bazen Ankara’yı anlamak
gerçekten mümkün değil!..
Kurumlar arası koordinasyon işte böylesi zamanlar için çok
önemli.
Birinin frenlemeye çalıştığı sisteme diğeri gaz verirse, işin
içinden çıkılmaz hale gelinir ki bu, kafa karışıklığından başka bir
yarar sağlamaz!..