Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu basın toplantısı düzenledi

SAADET Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçim sonuçlarını değerlendirdi.

SAADET Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, seçim sonuçlarına yapılan itirazlar için, "Hata olma ihtimalinden dolayı mevzuat partilere, adaylara birtakım haklar tanımıştır. Çünkü bazen bilerek veya bilmeyerek sayımda yanlışlıklar olabiliyor. Bu mevzuat varsa biz bunu makul görme durumundayız" dedi.


SP Lideri Temel Karamollaoğlu, partisinin Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçim sonuçlarını değerlendirdi. Karamollaoğlu, Malatya’nın Pütürge ilçesinde sandık başında meydana gelen seçim kavgasında 2 kişinin öldürülmesinin kendilerini derinden yaraladığını söyledi. Köye başsağlığı ziyareti için gittiğini belirten Karamollaoğlu, "Topu topu yüz civarında seçmen var. Ama hava öyle bir noktaya getirilmiş ki burada o partinin haricinde oy çıkmayacak. 'Bir oy bile farklı çıksa siz de üzülürsünüz biz de üzülürüz' gibi tehditler yapılmış. Kaymakamlığa, valiliğe kadar bu tehlikeli gidişat duyurulmuş, en ufacık bir tedbir alınmamış " dedi.


'Mümkünse bu seçimin yenilenmesi kanaatindeyim'
Olayın muhtarlık kavgası gibi yansıtılmasını da eleştiren Temel Karamollaoğlu, "Ben şahsen Sayın Adalet Bakanı'ndan, Sayın Cumhurbaşkanı'ndan bu konuda adaletin yerine gelmesi için ne gerekiyorsa yapılması konusunda talimat ve mümkünse bu seçimlerin ya yenilenmesi veya bugün seçilen belediye başkanının görevden alınması gerekir kanaatindeyim. Ölenlere Cenab-ı Hak’tan rahmet, yakınlarına ve camiamıza başsağlığı diliyorum" diye konuştu.


'Seçimin kazananı Saadet'
Saadet Partisi’nin resmi olmayan sonuçlara göre 17 seçim bölgesinde 9 ilçe, 8 belde belediye başkanlığı kazandığını ifade eden Karamollaoğlu şunları söyledi:
"Bu seçimde kucaklaşmanın, sevginin, insanımızın derdiyle dertlenmenin, tebessümün temsili olan Saadet Partimiz, kanaatime göre seçimin kazananıdır. İnanıyorum ki bu seçimin kaybedeni yok, kazananı 80 milyon vatandaşımızdır. Bütün olumsuz şartlara rağmen bu seçimlerde Saadet Partisi’nin özgül ağırlığının çok yüksek olduğunun Türkiye kamuoyuna yansımasıdır. Rakamların yüzde üçlerde görünmesi kimseyi, ihmal edilebilir gibi bir kanaate sürüklememelidir. Çok kısa zaman önce yapılan genel seçimler dikkate alındığında yüzde 100 ile yüzde 130 arasında bir artışın sağlanması ciddi bir gelişmedir. Her girdiğimiz seçim bölgesinde de oy almayı başardık. Türkiye’nin tamamına ait olduğumuzu gösterdik. Bu seçimde Saadet Partimize 1 milyon 290 bin 588 seçmen teveccüh göstermiştir. Alınan bu oy ile Saadet Partisi siyasetteki kilit rolünü tescillemiştir."


İmamoğlu'nun Anıtkabir ziyareti 
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Karamollaoğlu, Ekrem İmamoğlu’nun Anıtkabir’i ziyaretiyle ilgili tartışmaların hatırlatılması üzerine, "Ben bunu şahsen önemsemem, kendine demek ki güveniyor Sayın İmamoğlu. 'Ben seçildim' diyor şu andaki neticelere göre. Ben öyle bir durumda olsam imzayı öyle atmazdım, kesinleşmeden" dedi.


Bahçeli'nin önerisi
Karamollaoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin "Büyükşehir Belediye Başkanı, ilçe belediye başkanlarını seçsin" önerisi ile ilgili olarak da, "'Seçim yapmazsak daha iyi olur, nasıl olsa bir seçim yapıldı'. Bundan sonra iktidar partisi milletvekillerini de belirler, yeri geldiği zaman muhalefetten de birilerini dahil eder. Öyle de olabilir. Ya Allah rızası için böyle bir mantık kime fayda getirir. Vatandaştan kopmak istiyor yani. Diktatörlük dediğiniz zaten böyle bir usul. Kendisi diktatörlükten yana olabilir, onu bilmiyorum" diye konuştu.


'Bu doğru bir iştir'
Seçim sonuçlarına yapılan itirazlar ile ilgili soru üzerine de Karamollaoğlu şöyle konuştu:
"Seçimin belli bir prosedürü var. Hata olma ihtimalinden dolayı mevzuat partilere, adaylara bir takım haklar tanımıştır. Bu gayet mantıklı ve doğru bir iş. Çünkü bazen bilerek veya bilmeyerek sayımda yanlışlıklar olabiliyor. Bu mevzuat varsa biz bunu makul görme durumundayız. Sonuna kadar takip edeceğiz, bekleyeceğiz. Kanuni süreler tamamlandıktan sonra Yüksek Seçim Kurulu kararını açıklayacak. Biz burada YSK’nın tarafgir olmadan neticeleri açıklamalarını bekleriz. Birtakım hatalar ve noksanlar varsa onları da bulup, düzeltmek YSK’nın vazifesidir diye düşünüyorum."