FETÖ'cü avukatın Hakan Atilla'ya ahlaksız teklifi! Abdulkadir Selvi yazdı

ABD'de 32 ay hapis yatan ve dün Türkiye'ye dönen Eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'yı kaleme alan Abdülkadir Selvi, bugünkü köşesinde 17-25 Aralık operasyonundaki ABD-FETÖ ortaklığını bir kez daha gündeme getirdi.

ABD'deki İran yaptırımları davasında suçlu olduğu iddia edilen ve 32 ay hapis cezasını tamamlayan eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, Türkiye'ye geldi.

Ülkesini satmadı

Atilla'nın dönüşüyle birlikte 17-25 Aralık operasyonları ve Reza Zarrab tartışması yeniden alevlendi.  O davayı yakından takip eden isimlerden biri olan Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, namuslu adam dediği Hakan Atilla için "Önüne serilen imkânlara, kendisine yapılan işbirliği tekliflerine rağmen hapis yatmayı göze aldı, ülkesini satmadı." diye yazdı.

İran ile ilgili işlemlerin yapıldığı bölüme yöneldiler

ABD'deki Zarrab davasının 17-25 Aralık’ın ABD’deki versiyonu olduğunu yazan Selvi, şu ifadelere yer verdi: "17-25 Aralık’ta FETÖ eliyle Erdoğan’ı devirme operasyonu yapmışlardı. Zarrab davası ise ABD’de Türkiye’yi sıkıştırma operasyonuydu. 17-25 Aralık operasyonunun ilk günleriydi. Halk Bankası’ndan arayan bir görevli telaşlı bir şekilde “Bankaya girdikleri anda doğruca İran’la ilgili işlemlerin yapıldığı bölüme yöneldiler. Oradaki tüm verileri aldılar”deyip telefonu pat diye yüzüme kapatmıştı." 

O ahlaksız teklif Zarrab daha Türkiye’deyken yapıldı

ABD'de Türkiye aleyhine tanıklık yapan Zarrab'a Türkiye'de benzer teklifin yapıldığını belirten Selvi,  o ayrıntıyı köşesinde paylaştı:

"FETÖ’den firari avukat Halil İbrahim Koca, 27 Aralık’tan sonra 5-6 Ocak tarihlerinde Metris Cezaevi’ne giderek Zarrab’a “Ek ifade ver. Seni savcıya götüreceğim. Ek ifade vermeden önce masada adli kollukla imzalanmış tahliye kâğıdını göreceksin” demişti. Peki Reza Zarrabneyin karşılığı tahliye olacaktı? FETÖ’cü avukat “Ek ifadende ‘Bu işi hükümetin bilgisi ve talimatı doğrultusunda yaptım’ de. İfaden bitince evine gideceksin” demişti."

Abdulkadir Selvi'nin yazısının tamamı