Dünyaca ünlü doktor Mehmet Öz'ün babası cerrah Mustafa Öz (94)
böbrek yetmezliğinden hayatını kaybetti. Dr. Mehmet Öz,
geçtiğimiz ekim ayında İstanbul’da babasını doğum gününde ziyaret
etmiş ve birlikte fotoğraflarını paylaşarak babasına bugünkü yere
ulaşması için verdiği ilhamdan dolayı ona teşekkür etmişti.
Babasının vefatının ardından aynı fotoğrafları Instagram hesabından
yeniden paylaşan Doktor Öz, babasının 94 yaşında vefat ettiğini
belirterek, “Babam onunla tanışan herkesi değiştirdi”,
“Hayatlarını kurtardığı hastaların teşekkür ettiklerini görmek
benim tıpa ve doktorluğa aşık olmama sebep oldu” dedi.
Dr. Mehmet Öz, cenazesi yarın (Pazartesi) Fatih camisinde kılınacak
öğle namazından sonra Zincirlikuyu mezarlığına defnedilecek olan
babası için son duygularını şu şekilde kaleme aldı;
Doktor Mehmet Öz, babası doktor Mustafa Öz’ü
anlattı
“Mustafa Öz, 4 Ekim 1925'te Konya yakınlarındaki yoksul bir tarım
köyü olan Bozkır'da doğdu. Yaşadığı çevrede hiç kimsenin, ülkesinde
ise pek az insanın hayal bile edemediği başarıları elde etmesine
rağmen, kalbi bu küçük köyü hiç terk etmedi. Gelecek nesillerin
gelişimine katkıda bulunmak adına öğrenciler için inşa ettiği
binalarla köyüne hep geri döndü.
“Mustafa, eğitiminin her aşamasında burs kazanmıştır; bu, eğitimi
alamayan, gelecek vaat eden öğrencilere destek vermenin önemini
güçlendirmektedir.
“1950 yılında iyi derecelerle Cerrahpaşa Tıp Fakültesini
bitirdikten sonra, Mehmet'in doğduğu 1960 yılında, ABD'nin
Cleveland eyaletinde ki Western Reserve Üniversitesine kabul
edildi. Seval'in doğduğu 1961 yılında Atlanta’da Emory
Üniversitesi'nde kardiyotorasik eğitimi alarak göğüs ve kalp damar
başasistanlığı yaptı. Nazlım’ın doğduğu 1967 yılında Wilmington,
Delaware’de diğer doktorları eğitmeye başladı.
“En büyük başarısı 1959'da Suna Yıldız Atabay'la evlenmek ve 60
yılı aşkın evlilikleri süresince onun tavsiyelerinden her zaman bir
şeyler öğrenmek oldu. Vatanı sevgili Türkiye'sine geri döndü. Çok
sevdiği Florence Nightingale de dahil olmak üzere İstanbul'daki bir
çok iyi hastanede 80 yaşında dahi ameliyat yaptı.
“Babam, onunla tanışan herkesin hayatını değiştirirdi. Çocukken,
hızlı adımlarla hastane turu yaptığı zamanlarda onun arkasından
nasıl koştuğumu hatırlıyorum. Yaşlandığı ve bacakları o kadar hızlı
hareket edemediği zamanlarda ise aklı hiç yavaşlamadı. Babamın
bazen umutsuz hastalar için ağrılı bazı tedaviler uyguladığına
tanık oldum. Daha sonra bu hastaların hayatlarını kurtardığı için
teşekkür ettiklerini görmek ise benim tıpa ve doktorluğa aşık
olmama sebep oldu.
“Yardım etme fırsatı güçlü bir afrodizyaktır ve harekete geçme
sorumluluğu boş yere harcanmamalıdır. Bu nedenle ısrarla kendisinin
ve çocuklarının her zaman “En iyisi” olması konusunda tavsiyelerde
bulunurdu.
“1930’larda Büyük Buhran sırasında yoksul bir ülkede büyüyen babam,
geçen yüzyıldan dolayı oluşabilecek her engelin nasıl üstesinden
gelineceğini biliyordu. İhtiyacı olanı alana kadar hatırlatır,
ittirir, yol açar, zorlar, tekrar hatırlatır, yakınır ve bağırırdı.
Durmadan mücadele etti ve nadiren geri çekildi, özellikle de
yeterince iyi olmadığı söylendiğinde. Böbrek yetmezliği ile
hayatının sonlanacağını anladığı zamanlarda bile bir savaşçının
cesaretine ve bir kasırganın öfkesine sahipti.
“Tavlada kazanmanın yanı sıra babamın en sevdiği hobisi Türk Halk
müziğiydi. Özellikle de ünlü bir Konya türküsü olan “Aslan
Mustafam” veya “Aslan Mustafa”. Babam, parmaklarını şıkırdatarak
bağıra bağıra türküyü söylerdi… 'Kenardan geçeyim yol sizin olsun
bir tanem aman,
Ağular içeyim bal sizin olsun bir tanem amanın Aslan Mustafam'
“Baba, sen, her dakikası için zorlu bir mücadele verdiğin
hayatından dolayı hak ettiğin cennete doğru düz ve geniş bir yoldan
adım atıyorsun, bizler de engelli yollardan geçtiğin 93 yıldan
fazla süredir omzundayız. Yolun ışık olsun. Bizler senin için
önemli olan her konuda senden öğrendiklerimizle savaşmaya devam
edeceğiz. Tüm aileden sevgiler.“