Abdurrahman Dilipak'tan siyasilere uyarı: Halk siyasetten umudunu kesmek üzere, kırgın ve küskün!

Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, yeni siyasi oluşumlarla birlikte siyaset dilinin de daha sulh ve sağduyulu olması gerektiğini belirtti. Dilipak, "Zaten halk siyasetten umudunu kesmek üzere, kırgın ve küskün. Bir de ağız dalaşına girecek olurlarsa siyaset adamları ve partiler bindikleri dalı keserler.." ifadeleri ile siyasilere uyarılarda bulundu.

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, “Çok geç olmadan” başlıklı yazısında yeni kurulan partiler ve Türkiye siyasetine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Dilipak, siyasetin kavgaya bahane üretmek gayesiyle değil sulh gayesiyle hareket etmesi gerektiğini söyledi ve "Zaten halk siyasetten umudunu kesmek üzere, kırgın ve küskün. Bir de ağız dalaşına girecek olurlarsa siyaset adamları ve partiler bindikleri dalı keserler.." ifadeleri ile siyasileri uyardı.

Dilipak yazısında, “İstanbul, Ankara belediyeleri başarısız olursa yine Türkiye kaybeder” ifadelerini de kullandı. 

"Kurtarıcı yok! " diye seslenen Dilipak "Kurtarıcılardan kurtulmadan da gerçek anlamda kurtuluş yok. Herkes için ancak yaptığının karşılığı vardır." yorumunda bulundu. 

Abdurrahman Dilipak,  2020'ye günler kala yazdığı bu yazı ile tüm siyasi partilere uyarılarda bulunarak, sağduyu çağrısında bulundu.

İşte Dilipak'ın o yazısından bir bölüm

(...)

Şimdi partilerin kurucularını ve programlarını tanıyacağız. Sonra teşkilatlanma aşaması. Bu arada milletvekilleri, belediye başkanlıkları ve meclis üyeliklerinden geçişler olacak mı onu göreceğiz.

Eski milletvekilleri, parti yöneticileri, tanınmış bürokratlar, işadamları, sanatçı, yazar, kim nerede göreceğiz. Bakalım bu süreçte Mecliste yeni grublar kurulacak mı?

Sanırım bu süreçte taraflar birbirini yıpratmak için belden aşağı vuruş yapmazlar. Tehdit, şantaj yoluna sapmazlar. Zaten halk siyasetten umudunu kesmek üzere, kırgın ve küskün. Bir de ağız dalaşına girecek olurlarsa siyaset adamları ve partiler bindikleri dalı keserler..

Geçen gün arkadaşlarla konuşuyoruz: Bir deprem olursa ne olur. Bakın akrabalar, komşular küs. Birbirlerini hain ve işbirlikçi, ajanlıkla suçluyorlar. BÇG, ardından FETÖ, Ergenekon, Balyoz derken bugünlere geldik. Deprem olursa enkaz altından birbirimizi kurtarmak için mi elimizi birbirimize uzatacağız.

(...)

Dilipak'ın tüm yazıları