Balıkesir Devlet Hastanesinde görevli Diyetisyen Mürşide Özener, orucun pek çok faydası olduğuna dikkat çekti.
Balıkesir Devlet Hastanesinde görevli Diyetisyen Mürşide Özener,
Müslüman dünyasının 1 ay boyunca oruç tutarak geçireceği Ramazan
ayının 5 Mayıs gecesi sahur ile başlayacağını hatırlatarak “Orucun
bünyemize pek çok faydası vardır. Gündelik hayatta çok fazla enerji
veren besinleri tüketmek kişilerde zaman içinde insülin direnci,
kilo alma ve gizli şeker görülmesine sebep olmaktadır. Çok
tüketilen şeker oranı yüksek olan meyveler, hamur işleri, beyaz
ekmek, pilav, börek gibi ürünleri tüketmek karaciğerimizi
yağlandırıyor. Dolayısıyla vücudumuz hastalıklarla başa çıkmada ve
önemli görevleri yerine getirmekte başarısız oluyor. Oruç sırasında
bu durum yeniden dengelenmiş oluyor. Vücut yeniden daha önemli
fonksiyonlarına odaklanıyor, vücudun enfeksiyonlarla savaşması ve
kendisini hastalıklardan koruması da kolaylaşıyor. İnsan bedeninin
oruç tuttuğunu tüm besin maddelerini tamamen sindirdikten sonra
anlamaya başlar. Bu durum düşük kan şekeri, vücutta halsizlik ve
uyuşukluk, baş ağrısı, mide bulantısı belirtileri ile kendini
gösterir. Vücut enerji ihtiyacını karşılayabilmek için
karaciğerdeki ve kaslardaki glikoza yönelir. Daha sonra enerji
kaynağı olarak vücuttaki ve karaciğerde depolanan yağları kullanır.
Yağların yakılması ile hem kilo vermemiz kolaylaştır, hem de şeker
ve kolesterol seviyelerimiz dengelenir”dedi.
İftar ve sahur neler yapmalıyız?
Gün boyunca su alımı olmadığı için vücuttan fazlasıyla sıvı kaybı
olacağını ifade eden Diyetisyen Mürşide Özener “Günlük 2-2,5 litre
kadar suya ihtiyacımız olduğunu düşünürsek iftar ve sahur arasında
yeterli miktarda su, ayran, cacık ve az şeker katılmış komposto ile
açık çaylar tüketerek su ihtiyacımız karşılanmaya çalışılmalıdır.
Gazlı ve çok şeker içeren içecekler ise tüketilmemelidir. Vücudun
karbonhidrat ihtiyacı düşük karbonhidrat içeren yiyecekleri
tüketerek karşılanmalıdır. Bakliyatlı yemek veya çorbalar, tahıllı
buğdaylı ekmekler veya bulgur pilavı ile hurma ve az şekerli olan
elma ,çilek erik gibi meyveler yenilmelidir. Vücut için gerekli
olan protein ihtiyacımız da yüksek protein içeren yiyeceklerden
alınmalıdır. Örnek verecek olursak balık, tavuk ve et ya da yeşil
mercimek kuru fasülye gibi bakliyat ürünleri tercih edilmelidir.
Bunun dışında bu ihtiyaç yumurta, yoğurt gibi ürünlerden de
karşılanabilmektedir. İhtiyacımız olan yağı besinlerden
alabildiğimiz gibi dışarıdan zeytinyağı, tereyağı, çiçek yağı ile
tamamlayabiliriz. Aynı zamanda ceviz, fındık gibi yağlı kuru
yemişlerden de bu gereksinimizi karşılayabiliriz. Tuzu ise günde en
çok 1 çay kaşık kadar kullanmalıyız. İftarımızı 1-2 bardak su, 1
hurma veya 2 kayısı, 1-2 zeytin ya da 2 ceviz ile açmalıyız. Yemek
olarak öncelikle sindirimimizi kolaylaştırması için 1 kase çorba,
küçük bir parça pide veya 1 dilim tam buğdaylı ekmekle açmalıyız.
Yemeğe biraz ara verdikten sonra da 1 tabak etli kıymalı bir yemek,
tavuk-balık ya da bakliyatlı bir yemek ile tamamlamalıyız. Bu
öğünün içine sebze ve salatayı da mutlaka dahil etmeliyiz.
Yemeklerin iyi çiğnenerek yavaşça tüketilmesi mide ve sindirim
rahatsızlıklarının önüne geçecektir. Yemekleri haşlama ızgara
buğulama şeklinde yapmalı, kızartmalardan, ağır tatlılardan ve
hamur işlerinden de kaçınmalıyız. İftarın ardından 2-3 saat sonra
ara öğün olarak meyve ve yoğurt ya da bir porsiyon sütlü tatlı
yiyebiliriz” şeklinde konuştu.
“Sahura mutlaka kalkılmalı”
16 saat süren açlık sonrasında tek öğünle yetinmeyerek vaktinde
sahura mutlaka kalkmak gerektiğini dile getiren Özener, “Sahurda
öncelikle bol su tüketmeliyiz. Kaliteli protein içeren yumurtayı,
az tuzlu peynir veya loru, yoğurt veya bir bardak sütü, 3 ceviz ya
da 1 kaşık zeytinyağı ile tam buğdaylı ekmeği (tost da olabilir )
yemeliyiz. Salataların posa kaynağı olarak sofrada bulunması
kabızlık şikayetlerinin oluşmasını engeller. Yine çay içeceksek çok
demli olmamasına dikkat etmeliyiz. Salamura zeytin, turşu, salamura
peynir gibi tuzu yüksek besinler susuzluk hissi yapabilirler. Meyve
grubundan da 1 adet meyve yiyebiliriz. Kahvaltı tercih etmeyenler
doyurucu olması açısından mercimek çorbası gibi çorbalar ile
zeytinyağlı sebze, yoğurt ve buğday ekmeği yiyebilirler” dedi.