Kılıçdaroğlu’nu, aslında akıl hastanesine kapatmak lazım ama... Ali Karahasanoğlu yazdı

Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu bu hafta 'Müslümana düşmanlar; göç edene de, savaş edene de!' başlıklı yazısında 'Altılı masanın ne kadar ilkesiz, ne kadar suni ve ne kadar zorlama bir birliktelik olduğunu; her geçen gün, yeni bir konu ile yeni bir tartışma ile bir daha bir daha görüyoruz.' ifadelerini kullandı.

Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu kaleme aldığı yazısında zorlama bir birliktelik olduğunu iddia ettiği 6'lı masanın yeni bir konu ile yeni bir tartışma ile daha meydana çıkmasını eleştirdi. 

Karahasanoğlu, '“Bakanlık teklifi yalan” diyen ve bunu Davutoğlu’na inandıran Kılıçdaroğlu, hemen ertesi sabah “notlarımı karıştırdım, doğruymuş” dedi. Normalde akşamdan sabaha üç bakanlık gibi önemli bir konuda bir birine taban tabana zıt iki ayrı açıklama yapan bu Kılıçdaroğlu’nu, aslında akıl hastanesine kapatmak lazım ama, Davutoğlu hâlâ bu adamlarla siyaset birlikteliğine devam ediyor.' ifadelerini kullandı. İşte Karahasanoğlu yazısının bazı bölümleri: 

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, altılı masanın son ortağı Ümit Özdağ için ‘Mossad’çı’ dedi.

Birbirini bu kadar ağır bir ithamla suçlayan Davutoğlu ve Özdağ’ın Tayyip Erdoğan’ı devirmek için bir araya geldiği kirli ittifakın izahını buyursun taraflar yapsınlar.

Ama bu kavgada ortaya atılan tezlerden Ümit Özdağ’ın, özellikle İsrail’in Gazze’ye saldırısını hedef alarak, Türkiye’deki Müslümanlara, “çok istiyorsanız biletlerinizi alalım, savaşa gidin, Gazzelileri destekleyin” şeklindeki hakaretleri sadece Davutoğlu’na yönelik değil dünya genelindeki mazlum insanlara sahip çıkan herkese yönelikti.

Maalesef ki bunlar böyle ahlaksızdırlar, sahtekardırlar.

“Gidin savaşın” derler, sonra üç tane mücahit gidip Filistinlerin yanında mücadele ederse, “İsrail’e yönelik savaşta, Filistinlilerin amacı topraklarını savunmak değil. İşte delili, Türkiye’den şunlar şunlar, Filistinlilerin yanında savaşa katıldı. Amaçları İslam devleti kurmak” derler.

Bu kadar ahlaksızdırlar.

Ali Karahasanoğlu yazısının tamamı için >>>