Blockchain Türkiye Platformu (BCTR), Yürütme Kurulu üyesi ve
Accenture Türkiye Genel Müdürü Dilnişin Bayel, küresel Gayri Safi
Yurtiçi Hasıla’nın 2027 yılında yüzde 10’unun blockchain üzerinden
geçeceği öngörüsüne dikkat çekti.
BCTR’nin Haziran ayındaki kuruluşundan bu yana bünyesine kattığı
şirketler ve BCTR Yürütme Kurulu üyelerinin tanıtımı
gerçekleştirilen basın toplantısında, Yürütme Kurulu üyelerinden
Dilnişin Bayel, blockchainin kişisel verilerin korunması ve
saklanması konusundaki etkisine de değindi. Bayel, şöyle
konuştu:
“Blockchain dediğimizde birçok ülkede hem ülke hem de ülkelerarası
kapsamda dijital ekonomi ve dijital ekosisteminin ana gerekliliği
olan aracısızlaştırmayı, şeffaflığı, güveni ve güvenilirliği
sağlamak için kullanılan bir hızlandırıcıdan bahsediyoruz. Bu
kavram hayatımızda bugünün dünyasında çözemediğimiz birçok konuyu
yeniden ele alıp blockchain üzerinde tanımlayıp çözmemizi sağlıyor.
Bir taraftan hem dijital ekonomi hem de ekosistemlere ek olarak
hayatımıza dijital dönüşümde kişisel verilerin korunması kavramı
giriyor. Kullanıcılara kendi verileriyle ilgili söz sahibi olabilme
ve kendi verilerini paylaşma konusunda yetkilendirme fırsatı
sağlıyor. Bu da 'dijital ID' dediğimiz dijital kimlik yönetimiyle
ilgili konularla gündeme geliyor.
“Verilere baktığımız zaman 2027 yılı itibariyle küresel Gayri Safi
Yurtiçi Hasılası’nın (GSYH) yüzde 10’nun blockchain üzerinden
geçeceği varsayımı var. Dünya genelinde ise birçok problemin
blockchain teknolojisi ile çözülebildiğini görüyoruz. Birleşmiş
Milletler’in de Accenture ile yürüttüğü 'ID 2020' projesi var.
Dünya üzerindeki ir milyardan fazla kişinin dijital kimlik ile
kendini doğrulaması ve mülteci probleminin çözülmesi gibi konularda
bu şekilde kurgulanıp çözülebiliyor.
“Günümüzde birçok firma hala blockchain teknolojisinin nasıl
kullanılacağı konusunda soru işaretlerine sahip olmasına rağmen tek
bir konuda hem fikir; blockchain işletmelerde kapana kısılmış çok
büyük bir değerin kilidini açıyor. Bu yeni teknoloji süreçlerin
yeniden şekillenmesi, verimlilik ve kalitenin iyileştirilmesi
taraflar arasında şeffaflığın artması gibi üç temel konuda köklü
bir değişim sağlıyor. Günümüzün temel ajandası olan ekosistem bazlı
düşünmeyi ve eni modeller geliştirmeyi hızlandırıyor.”