Ordu Vali Yardımcısı Ekrem Yaman, biyokaçakçılık sorununun
giderek büyüdüğünü belirterek, "Biyokaçakçılık popülâsyon kaybı,
ekosistem dengesinin bozulması ve ekosistem tahribatına sebep
oluyor" dedi.
Ordu Vali Yardımcısı Ekrem Yaman, Türkiye’nin bitki, hayvan, tohum,
sebze, meyve, ağaç gibi doğal zenginliklerinin tespit edilmesi,
millî servetlerin bilinmesi, takip ve tarassut altına alınması,
milli ve milletler arası seviyede çalınması, tahrip ve yok
edilmesi, kaçakçılığa konu teşkil etmesi, gayri meşru istifade
edilmesi gibi kanunsuz ve haksız tasarruflara mani olunması,
müdahale edilmesi ve bu değerlerin hukuk sistemiyle korunması için
kayıt altına alınması gerektiğini söyledi.
"Biyokaçakçılık popülasyonu ve eko-sistemin dengesini bozuyor”
Türkiye’nin sahip olduğu bitki türlerinin yüzde 34’ünün endemik,
yani ülkeye has türler olduğunu ifade eden Yaman, "Korunan
alanların genel durumuna bakıldığında, Türkiye genelindeki korunan
alan sayısı 3 bin 49 olup, kara üzerindeki korunan alan büyüklüğü 6
milyon 315 bin 233 hektardır. Gıda olarak tüketilen birçok ürüne ev
sahipliği yapması sebebiyle Türkiye, genetik kaynaklarını korumak
ve onlara sahip çıkmak zorundadır. Sadece bitki genetik
kaynaklarının biyokaçakçılığa maruz kalışı değil, hayvan ve mikro
organizma gen kaynakları da aynı ölçüde önem verilmeye ve korunmaya
ihtiyaç duymaktadır. Biyokaçakçılık birey sayısında azalma,
popülâsyon kaybı, ekosistem dengesinin bozulması ve ekosistem
tahribatına sebep olmaktadır. Kelebeklerimiz büyük ölçüde
koleksiyonerlerin özel müzelerinin, evlerinin ve saraylarının
duvarlarını süslerken, akrep ve yılan türlerimiz zehirlerinden ilâç
elde etmek, böceklerimiz de aynı şekilde farklı antibiyotik
türevleri üretmek için yurt dışına kaçırılmaktadır.
Mikroorganizmalar ise büyük ölçüde toprak ve su örnekleri veya
sporların taşınmasıyla yurt dışına çıkarılmaktadır. Biyokaçakçılık
birey sayısında azalma, popülâsyon kaybı, ekosistem dengesinin
bozulması ve ekosistem tahribatına sebep olmaktadır” diye
konuştu.