Arapça Kitap Günleri ve geleceğin gelişi...

İki asırdır ikinci büyük medeniyet krizinin sonuçlarını, yol açtığı savrulmaları iliklerimize kadar yaşıyoruz.İslâm dünyası, tarihinin en zorlu dönemlerinden birinin eşiğinden...

İki asırdır ikinci büyük medeniyet krizinin sonuçlarını, yol açtığı savrulmaları iliklerimize kadar yaşıyoruz.
İslâm dünyası, tarihinin en zorlu dönemlerinden birinin eşiğinden geçiyor: İşgaller, katliamlar, iç savaşlar Müslümanları perişan ediyor...
Madalyonun görünen yüzü böyle.
Madalyonun görünmeyen yüzünde, umut var, direniş var, diriliş, doğruluş ve küllerinden doğuş mücadelesi var...
Çöküşle toparlanış, hüzünle sevinç, yıkımla kıyam atbaşı gidiyor...
GAZÂLÎ'NİN BİN YILI İNŞA EDEN FİKİR VE RUH ATILIMI
Bir kriz hâli bu.
Medeniyetimizin yaşadığı ikinci büyük buhran.
Baş'la gövde'nin, ruh'la beden'in birbirinden koptuğu, bizi yok edecek Ya da silkeleyip kendimize getirecek iki asırlık görece uzun bir zaman.
Bütün büyük doğumlar, büyük krizlerin çocuğudur.
Unutmayalım: Krizler, hem bir imtihandır; hem de bir muhasebe yapma, silkinme ve toparlanma imkânı.
Bu anlamda, krizler, bizim insantekleri olarak yapıp-ettiklerimizi gözden geçirmemiz için Allah'ın rahmetinin tecellî ettiği zaman dilimleridir aynı zamanda.
O yüzden bütün büyük atılımlar, kriz zamanlarının eseridir: Büyük adamlar, ön açan, ön alan öncü kuşaklar, kriz zamanlarında ortaya çıkarlar.
Gazâlî, tam da birinci medeniyet krizinin bir virüs gibi İslâm dünyasında alttan alta yayıldığı bir zaman diliminde tarih sahnesine çıktı; üç büyük sütun dikerek krizin hem aşılmasını sağladı hem de medeniyetin eksen değiştirerek kendisini yeniden ihya ve inşa ermesine imkân tanıdı.
Akîdede, fikirde ve siyasette diktiği üç büyük sütunla, çeyrek asırda bin yılın tohumlarını ekti Gazâlî: Medeniyeti yeniledi, yeni bir nefes armağan etti medeniyete.
O yüzden her zevalin bir kemâli vardır, deriz. O yüzden, aslanın, düştüğü yerden kalkacağını söyleriz.
ORYANTALİSTLER GAZÂLÎ'YE NİÇİN SALDIRDILAR VE BİZİ NASIL UYUTTULAR?
Kurucu bir adamı yıkıcı bir adam olarak lanse eden oryantalistler, Gazâlî'nin “düşünceyi bitirdiği” efsanesini ürettiler.
Ve bugüne kadar İslâm dünyasının aydınları, bu efsanenin gerçek olduğu masalıyla yaşayarak önümüzü tıkadılar.
Gazâlî'nin yaptığı fikir ve ruh atılımını anlayamadılar.
Gazâlî'yi anlayamadıkları, bu saplantılı oryantalist perspektifle anlamaya kalkıştıkları için yalnızca zihnimizi ve önümüzü tıkamış oldular.
Oysa tarihî gerçek şuydu: Gazâlî'nin gerçekleştirdiği fikir ve ruh atılımını anlayamayanlar, hem iki asırdır iliklerimize kadar yaşadığımız Müslüman Zihni'nin ve Müslümanca yaşama zemin'inin çökmesine yol açan ontolojik krizi anlayamazlar hem de tam da bu nedenle önümüzü açacak bir fikir ve ruh hamlesini nasıl gerçekleştirebileceğimiz yakıcı meselesini kavrayamazlar/dı.
Gazâlî'nin gerçekleştirdiği ilim, irfan ve hikmet güzergâhlarındaki zorlu yolculukla, medeniyetimiz, ruhkökleri üzerinden, zaaflarını gördü, imkânlarını keşfetti ve geleceği inşa edecek temelleri ruhköklerimizi harekete geçirerek muhkem bir şekilde yeniden attı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İran tehlikesinin boyutlarını kavrayabilmiş değiliz!  19 Nisan 2024 | 16 Okunma Fars emperyalizmi ve Şiî yayılmacılığı-3 15 Nisan 2024 | 910 Okunma Fars emperyalizmi ve Şiî yayılmacılığı-2 14 Nisan 2024 | 475 Okunma Ramazan Bayramı’nın çok katmanlı dünyası ve derûnî mânâsı 12 Nisan 2024 | 67 Okunma Sistemi dönüştürmek için çıktık yola ama sistem tarafından dönüştürüldük sonunda! Neden peki?  08 Nisan 2024 | 757 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar