Buhârâlı Âlim Ebü’l-Mehâsin Rûyânî
"Küfrün ve câhilliğin biricik ilâcı, ilimdir, marifettir. Tembelliğin ilâcı da, namaz kılmaktır ve her ibâdeti yapmaktır." Ebü’l-Mehâsin Rûyânî hazretleri Şafiî âlimlerinin...
"Küfrün ve câhilliğin biricik ilâcı, ilimdir, marifettir. Tembelliğin ilâcı da, namaz kılmaktır ve her ibâdeti yapmaktır."
Ebü’l-Mehâsin Rûyânî hazretleri Şafiî âlimlerinin büyüklerindendir. 415 (m. 1025) senesinde Buhârâ’da doğdu. 502 (m. 1108) senesinde Âmül’de şehîd edildi. Bir dersinde buyurdu ki:
İnsanların çoğu, şüphe ve hayâl ile hareket ederek yanılıyorlar. Böyle bozuk düşünenlerden bir kısmı (Allahü teâlânın bizim ibâdetlerimize ihtiyacı yoktur. İbâdetlerimizin Ona hiç faydası yoktur. İnsanların ibâdet veya isyân etmeleri, Onun büyüklüğü karşısında müsâvîdir. İbâdet yapanlar, boşuna sıkıntı, zahmet çekiyorlar) diyorlar. İbâdetlerin Allahü teâlâya faydası olduğunu ve bunun için emrolunduklarını zannetmektedirler. Her insanın yaptığı ibâdetin faydası, yalnız kendisinedir. Böyle olduğunu, Allahü teâlâ (Fâtır) sûresinin onsekizinci âyetinde açıkça haber vermektedir. Böyle yanlış düşünen kimse, perhiz yapmayan hastaya benzemektedir. Bu hastaya tabip, perhiz tavsiye ediyor. Bu ise, perhiz yapmazsam tabibe hiç zararı olmaz diyerek, perhiz yapmıyor. Tabibe zararı olmaz fakat kendine zarar vermektedir. Tabip, kendine faydası olduğu için değil, onun hastalıktan kurtulması için, perhiz yapmasını tavsiye etmiştir. Tabibin tavsiyesine uyarsa, şifâ bulur. Uymazsa ölür, gider. Tabibin bundan hiç zararı olmaz...