Demokrasi tehdit altında!

Her zaman demokrasiye, demokrasinin dayandığı değerlere düşman olanlar bulunabilir. Demokrasiyi tehdit eden unsurlar dün başkaydı, bugün başkadır. 20. yüzyılda demokrasinin baş düşmanı ‘totaliter...

Her zaman demokrasiye, demokrasinin dayandığı değerlere düşman olanlar bulunabilir. Demokrasiyi tehdit eden unsurlar dün başkaydı, bugün başkadır. 20. yüzyılda demokrasinin baş düşmanı ‘totaliter ideolojiler’di ve bunu başta zamanın Sovyetler Birliği olmak üzere, sosyalizm adı altında örgütlenmiş muhtelif yapılar temsil etmekteydi.

Bizim ülkemizde (o zamanki Türkiye’nin dışarıda Batı vesayetinde içerde militarizmin denetiminde olduğunu hatırlayalım) henüz demokratik sistem kendi ayakları üzerinde duramadığından, bir başka ifadeyle zaten demokratikleşme süreci belli bir olgunluğa sahip olmadığı gibi demokratik değerler konusunda bir bilinç, demokrasi söylemi gelişmediği için bu tür sosyalizan ideolojilerin yanı sıra benim Türk BAAS’çılığı dediğim ‘ordu öncülüğünde devrim arayışı’ içindeki Kemalist hareketler demokrasiye açıkça cephe almış durumdaydılar.

Demokrasiyi kim savunacak?

İşin ilginç yanı Batı sistemi, içeride demokratik değerlere hassasiyet gösterirken dışarıda hatta Türkiye gibi müttefiklerinde asla böyle bir duyarlılığa sahip olmadığı gibi, tam aksine ‘cuntalar’ eliyle yapılan askeri müdahale ve darbelerden yana tavır alacak ikiyüzlü bir tavır sergilemekteydi.
20. yüzyıl erken bitti, totalitarizmin öncülüğünü yapan Sovyetler çöküp gitti, Türkiye 21.yüzyılda eski siyasi yapıyı değiştirerek, hem dış vesayeti hem de militarizmin siyasi yapı üzerindeki denetimini ortadan kaldıracak çok önemli reformlara imza atarak demokratikleşme yolunda epeyce mesafe kaydetti. Bütün bunlar olurken dünyanın daha fazla demokrasi yönünde ilerlemesini beklemek gerekmez miydi? Demokrasiyi tehdit eden unsurlar azaldığına, totalitarizmin gücü kırıldığına, militarist ideolojiler itibar kaybettiğine göre bu beklenti haklıdır fakat durum öyle olmamıştır. “Bugün ‘demokratik değerler’ düne göre daha fazla tehdit altındadır. Ünlü İngiliz tarihçi Eric Hobsbawn demokratik siyasal düzenin uygulanması için gerekli olan siyasi zeminin/birimin ‘ulus-devlet’ yapıları olduğunu söyler. Şüphesiz bu yapılarda demokrasiyi taşıyan aktörler, kurumlar mevcutsa demokratik değerler içselleştirilmiş olarak hayatiyet bulur, demokratik mekanizma o zaman işlerlik kazanabilir.”

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Veda zamanı 26 Nisan 2021 | 687 Okunma Yarın ayın kaçı? 22 Nisan 2021 | 410 Okunma Sistem değişti de ne oldu! 19 Nisan 2021 | 211 Okunma Reel sektörün dinamizmine uygun para politikası 15 Nisan 2021 | 103 Okunma Karadeniz barışı 12 Nisan 2021 | 128 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar