O mühürler de vuruldu

Gazeteci-yazar ağabeyimiz Hasan Pulur'un “Olaylar ve İnsanlar” başlıklı köşesinde yazdıkları, bugünlere ışık tutuyor. Yıllar önce “Keşke biri çıksa, Yüksek Seçim Kurulu'nun...

Gazeteci-yazar ağabeyimiz Hasan Pulur'un “Olaylar ve İnsanlar” başlıklı köşesinde yazdıkları, bugünlere ışık tutuyor. Yıllar önce “Keşke biri çıksa, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) kararlarını incelese ve tez konusu yapsa da kanunsuzlukları görsek” diye yazmıştı. YSK'nın mühürsüz oylarla ilgili kararı, ağabeyimizin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya koydu. YSK, seçimleri doğruluk ve dürüstlük içinde yapmak ve yönetmekle görevlidir. Seçim hukukunda, itiraz ve şikayet mekanizmaları yanında “tam kanunsuzluk” hâli de bulunuyor. “Tam kanunsuzluk” konusu, seçim kanunlarında yer almıyor. Bu konu, seçim hukukumuza YSK kararlarıyla girdi. İŞLEM KESİNLEŞSE BİLE “Tam kanunsuzluk” hali, kanunlarda belirtilen, adaylar ve seçimlerle ilgili emredici kuraldır. Bunlara uyulmamasının sonucu ise işlemin “yok hükmünde” olmasıdır. Örneğin, kanunlardaki seçilme yeterliliğine ilişkin kurallar emredicidir. Bunlara uyulmamasının sonucu, işlem kesinleşse bile iptaldir. Zarf ve oy pusulalarının mühürlü olması da, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 77, 98 ve 101. maddelerinin emredici hükmüdür. Zarf ve oyların mühürlenmesinin nedeni, seçimlerin (referandumun) güvenirliğini sağlamaktır. Örneğin bir sandıkta mühürsüz zarf ve oy pusulaları sayıldı ve bu konuda herhangi bir itiraz olmadığından sonuç kesinleşti, ilan edildi. Daha sonra zarf ve oy pusulalarının mühürsüz olduğu ortaya çıktı. İşte bu “tam kanunsuzluk” halidir. Bu durumda YSK kararı ile o sandıktaki sonuçlar iptal edilir ve sayım sonuçları buna göre belirlenir. TEK ÇÖZÜM: İPTAL Onursal Yargıtay Üyesi Ali Suat Ertosun, ülke sorunlarına kafa yoran, geçmişteki görevleri nedeniyle “Devlet Üstün Hizmet Madalyası”yla ödüllendirilen saygın bir isimdir. “YSK'nın, verdiği kararla, ‘tam kanunsuzluk' konusundaki başvuruların önünü peşinen tıkadığı” görüşünde… Ertosun, “Aslında YSK da, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ek 1 no'lu protokolün 3. maddesini öne çıkararak, ‘asıl olanın temel bir hakkın korunması olduğunu, hakkın güvenli bir şekilde kullanılmasını temin eden araç niteliğinde bulunduğunu, hata veya ihmali tespit edilen sandık kurulu başkan ve üyeleri hakkında ilgili seçim kurullarınca yasal gereğinin takdir ve ifası için suç duyurusunda bulunulması gerektiğine' karar vermekle, ortada tam kanunsuzluk hali bulunduğunu kabul etmiştir” diyor. Peki, bundan sonra yeniden sayım yapılsa bu ikna edici olacak mı? Ertosun da birçok hukukçu gibi “Olmayacaktır” diyor. Mühür tartışılırken, zarf ve oy pusulalarındaki mühür noksanlıklarının önemli bir bölümü de çoktan giderildi. Çözüm, yeniden sayım değil halk oylamasının iptali ve oylamanın yenilenmesidir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Deprem bölgesindeki “Kayıp” seçmenlerden 22 bin 46’sı adına oy kullanıldı 09 Nisan 2024 | 340 Okunma Menzil’in oyu nereye gitti? 05 Nisan 2024 | 5.804 Okunma Memura, bayram öncesi maaş ödenecek mi? 03 Nisan 2024 | 1.143 Okunma Bu noktaya gelmek kolay olmadı 02 Nisan 2024 | 1.155 Okunma AA, 2 bin 500 kişiyle veri toplayacak 29 Mart 2024 | 222 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar