Birliğin adı Ahmedi Hani

Toplumsal birliğin şifreleri farklılaşsa da ana rakamlar bellidir. Toplumun yapısına göre ara yere farklı rakamlar, farklı harfler yerleştirilerek özelleştirilebilir. İşte bu toplumun renklerini, toplumun zenginliklerini ortaya...

Toplumsal birliğin şifreleri farklılaşsa da ana rakamlar bellidir. Toplumun yapısına göre ara yere farklı rakamlar, farklı harfler yerleştirilerek özelleştirilebilir. İşte bu toplumun renklerini, toplumun zenginliklerini ortaya koyar. Toplumun renkleri, toplumun zenginlikleri toplumsal birliğin temelini oluşturur.

Bir devletin bir toplumun birlikteliğini bozmak istiyorsanız bu şifrelerin ana rakamları ve ana harfleri ile oynamanız yeterlidir. Türkiye'de de durum aynısıdır. Milletin şifreleri, toplum birlikteliğinin şifreleri bellidir. Bu şifrelerle oynadığınızda toplumsal birlikteliği sarsarsınız. Bu şifrelerin başında dil, millet, din, kültür, ekonomi, ilim gelir. Bu topraklar dünya var olduğundan beridir değirmen gibi milletleri, toplulukları, devletleri, imparatorlukları, dinleri, inançları değerleri öğütmüştür. Etiler, Sümerler, Babiller, frikyalılar, Hititler, Romalılar ve Bizanslılardan ne bir eser ne bir fikir ne bir değer günümüze kalmamıştır. Üç-beş taş kalıntısından ibaret bir belge vardır elimizde.  Bin yıl önce bu topraklar Malazgirt ile yurt edinilirken nüfus ve yerleşimler bellidir. Bir değerler bir mefkure uğruna gelinen bu topraklar da   ana şifremiz İslam'dır. İlay-i Kelimetulllah'dır. Bu şifreler üzerine kurulan bir birliktelik, bir bağ vardır. Bu şifreler üzerinde devleşen bir medeniyet vardır. Bu medeniyetin dinamikleri ilimdir, irfandır, sosyal-kültürel yaşamdır. Bu medeniyetin yoğrulmasında ilim kurumları kültür kotları, tarihi geçmiş, mimari değer, manevi dinamikler vardır. Bu medeniyetin yayılmasında bayraklaşan ilim erbabı, tarihe ışık tutanlar, kültürel ve manevi şahsiyetler vardır.

Bin yılı aşan bir toplumsal birlikteliği oluşturan, hısım ve akrabalığın ötesine gecen ortak değerlerin, düşüncenin, fikirlerin paralelleştiği bir dünya, dünyamız oluşmuş. İşte bu dünyanın bu medeniyetin oluşmasında önderlik yapan şahsiyetler şüphesiz ki vazgeçilmezlerimizdir. Tıpkı Yunus Emre gibi tıpkı Mevlana gibi, tıpkı Hacı Bektaş gibi, Pir Sultan gibi, Hacı Bayram-ı Veli gibi, Ahmet Yesevi gibi. İlim dünyasında İbn-i Sina gibi, Fuzuli gibi. Tıpkı İsmail Fakirullah gibi Erzurumlu İsmail Hakkı gibi. Arvasiler gibi.

Dikkat ediniz, toplumsal dinamiklerimiz zarar gördükçe toplumsal bağlarımız, toplumsal birlikteliğimizin temelleri sarsılıyor. Toplumsal şifrelerimizin ana kotları ile oynandıkça travmalar yaşıyoruz. Tarihsel köklerimiz zayıfladıkça sel sularının önündeki kütükler gibi sürükleniyoruz

Unutulmaya yüz tutan Anadolu'nun manevi şahsiyetlerinden ilim erbabı gönüller sultanı doğunun manevi dinamiklerinden eserleriniı dört ayrı dilde Arapça, Farsça, Türkçe ve Kürtçe veren Doğubayazıt'ta metfun Ahmedi Hani'dir. PKK ile birlikte İslam'dan arındırılmış şövenist duygular temelli işlenen tehlikenin temelleri bu şahsiyetlerin unutturulması ile atılmıştır.

Geçen hafta başı Doğubayazıt Kaymakamı ve Belediye Başkanvekili Ulaş Akhan aradı. Bursa'dan bir gazeteci grubun İnegöl Belediyesi'nin organizasyonu ile Doğubayazıt'a geleceğini ve şahsımın da mutlaka olmasını istediğini Ahmedi Hani Festivali ve anma programı çerçevesinde ki etkinlikler de görmek arzu ettiğini söyledi. Acil işlerimin olmasına rağmen Çarşamba günü İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın aramasıyla mazeretim kalmadı. Perşembe günü Bursa'dan yolu tuttuk. Gazeteci arkadaşlarla. Dostum İbrahim Çoban'da bu duayen gazeteci ekibin içinde olunca yabancılık çekmedik. Gazeteci arkadaşların önemli kısmı Doğubayazıt'ı ilk kez göreceğinden güvenlik ve asayiş konusunda endişelerini gizlemediklerine şahit oldum. Onların endişesi aslında Türkiye'nin doğusu ve batısı arasındaki algı operasyonlarının etkinliğini gösteriyor. Bu algıya göre ülkenin güneydoğu ve doğusunda zaman zaman yaşanan olayların günlük yaşamın her anında yaşandığı hissini ortaya koyuyor. Aynı arkadaşların fikirlerinin oraya vardığımızda değiştiğini görmek sevindiricidir. Ahmedi Hani festivali ve anma programına devletin Bakanlar seviyesinde Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan'ın katılımı verilen önemi ortaya koyuyor. Ahmedi Hani gibi bu medeniyetin çimentolarının hem fikirleri, düşünceleri hem de maneviyatının gelecek nesillere aktarılması bu ülkenin birlik ve beraberliğinin olmazsa olmazıdır. Bu nedenle bin yıldır bu toprakların dinamikleri neyse aynen Ahmedi Hani gibi unutturulmadan yeni dinamiklerle beslenerek devam ettirilmelidir. Bu gibi yeni etkinliklerde buluşmak batı insanının zihnine şırıngalanan ayrılıkçı algının bertarafına katkı sağlayacaktır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Fırat’ın doğusu ve ABD’nin anladığı dil 14 Aralık 2018 | 5.430 Okunma Sağlam sistem, güçlü gelecek 02 Eylül 2018 | 5.873 Okunma Ekonomi-Kriz ve Yerel seçimler 31 Ağustos 2018 | 4.671 Okunma Ankara koridoru 26 Ağustos 2018 | 4.585 Okunma Dinamik toplum güçlü Türkiye ve Bayram 24 Ağustos 2018 | 6.602 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar