Namaz, vakti girince mi farz olur?

Bir Müslümanın, herhangi bir namazın vakti gelince, bu namazı kılmaya başladığı vakit, o namazı kılması farz olur. Sual: Bir namazın kişiye farz olması, o vaktin girmesi ile mi başlar?Cevap: Bir...

Bir Müslümanın, herhangi bir namazın vakti gelince, bu namazı kılmaya başladığı vakit, o namazı kılması farz olur.


Sual: Bir namazın kişiye farz olması, o vaktin girmesi ile mi başlar?
Cevap: Bir Müslümanın, herhangi bir namazın vakti gelince, bu namazı kılmaya başladığı vakit, o namazı kılması farz olur. Kılmadı ise, vaktin sonunda, yani vaktin çıkmasına, abdest alıp namaza başlayacak kadar zaman kalınca, kılması farz olur. Özrü yok iken kılmadan vakit çıkarsa, büyük günah olur. Özrü olanın da, olmayanın da, vaktinde kılmadığı namazı, vakti çıktıktan sonra, kaza etmeleri farz olur. Çocuk baliğ olunca, kâfir veya mürted, Müslüman olunca, kadın temizlenince, deli ve baygın şifa bulunca, uykuda olan uyanınca da böyledir. Yeni Müslüman olana evvela namazın şartlarını öğrenmesi farz olur. Öğrendikten sonra, kılması da farz olur. Vakit girdikten sonra, kılmadan uyumak özür olmaz. Bunun, vakit çıkmadan uyanması için tedbir alması farz, vakit girmeden uyuyanın alması ise, müstehabdır.
***
Sual: Peygamber efendimizin, peygamber olduğu, sözleri ve bütün hayatı ile açıkça belli değil midir?
Cevap: Resûlullah efendimizin kendi sözlerine Hadis-i şerif denir. Hadis-i şerifleri de öğrenmek ve muhafaza etmek için, şaşılacak bir dikkatle çalışılmıştır. Peygamber efendimizin her sözü, huzurunda bulunan Eshâb tarafından ezberlenmiş, işitmeyenlere ve sonra gelenlere söylenmiştir. Böylece, sonsuz bir denize benzeyen İlm-i hadis meydana gelmiştir. Kur'ân-ı kerimin eşsiz bir mucize olduğu meydanda olmakla beraber, hazret-i Musa’nın ve hazret-i İsa’nın karışık ve karanlık tarihlere dayanarak Peygamber olduklarına inanıyorlar da, bütün hayatı ve sözleri inceden inceye meydanda olan ve her hâli Peygamberliğine şahit olan Muhammed aleyhisselamın Peygamber olduğuna niçin inanmıyorlar? Yahudilerle Hristiyanların bu inkârlarına ve inatlarına hem şaşılır, hem de teessüf olunur.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Zekâtı verilmeyen mallar 25 Mart 2024 | 324 Okunma Mübarek üç aylar 07 Ocak 2024 | 119 Okunma İslamiyete hürmet edenle etmeyenin farkı 06 Ocak 2024 | 61 Okunma Cihad, çapulculuk değildir! 05 Ocak 2024 | 138 Okunma Mübarek isim ve resimleri yere sermek 04 Ocak 2024 | 96 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar