Uzun yaşama arzusundan kurtulma

"İnsanlara vâiz olarak ölüm yetişir. Zenginlik isteyene, kaza ve kadere iman etmek yetişir." Sual: Dünya arzularına kapılmış, uzun emeller peşinde koşan bir kimse, bu arzularından nasıl kurtulabilir?Cevap: Uzun...

"İnsanlara vâiz olarak ölüm yetişir. Zenginlik isteyene, kaza ve kadere iman etmek yetişir."


Sual: Dünya arzularına kapılmış, uzun emeller peşinde koşan bir kimse, bu arzularından nasıl kurtulabilir?
Cevap: Uzun yaşama arzusundan kurtulmak için, uzun yaşama arzusunun zararlarını ve ölümü hatırlamanın faydalarını öğrenmelidir. Hadis-i şerifte;
(Ölümü çok hatırlayınız. Onu hatırlamak, insanı günah işlemekten korur ve ahirete zararlı olan şeylerden sakınmaya sebep olur) buyuruldu.
Eshâb-ı kiramdan Berâ bin Âzib hazretleri buyurdu ki:
“Bir cenazeyi götürdük. Resûlullah efendimiz, kabir başına oturdu, ağlamaya başladı, gözyaşları toprağa damladı. Sonra;
(Ey kardeşlerim! Hepiniz buna hazırlanınız) buyurdu.”
Ömer bin Abdülaziz hazretleri, bir âlimi görünce, ondan nasihat istedi. O da;
-Şimdi halifesin, istediğin gibi emredersin. Yarın öleceksin, dedi.
-Biraz daha söyle deyince;
-Âdem aleyhisselama kadar, bütün dedelerin ölümü tattı. Şimdi sıra sana geldi, dedi. Halife, uzun zaman ağladı. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İnsanlara vâiz olarak ölüm yetişir. Zenginlik isteyene, kaza ve kadere iman etmek yetişir.)
(İnsanların en akıllısı, ölümü çok hatırlayandır. Ölümü çok hatırlayan insana, dünyada şeref, ahirette yüksek dereceler nasip olur.)
(Allahü teâlâdan hayâ ediniz. Başkalarına kalacak olan şeyleri toplamakla vaktinizi kaybetmeyiniz. Kavuşamayacağınız şeyleri ele geçirmek için uğraşmayınız. İhtiyacınızdan fazla binalar yapmakla hayatınızı harcamayınız.)
Resûlullah efendimiz, çok sevdiği Üsâme bin Zeyd hazretlerinin bir ay sonra ödemek üzere bir köle satın aldığını işitince;
(Siz buna hayret etmediniz mi? Üsâme tûl-i emel sahibi olmuş) buyurdu.
***
Sual: Uçakla yolculuk yapan bir kimse, eğer oruçlu ise, iftarı neye ve nereye göre yapar?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde deniyor ki:
“Alçak yerde olanlar, güneşin gurub ettiğini, battığını görünce, iftar ederler. Yüksekte olan, güneşin gurub ettiğini, battığını görmedikçe, bunlarla yani aşağıdakilerle beraber iftar edemez.”
İbni Âbidîn hazretleri orucu tarif ederken yazdığı (Oradan gece başlayınca iftar edilir) hadis-i şerifinin;
“Şark, doğru tarafında karanlık başlayınca iftar edilir” demek olduğunu bildirmektedir. Şark, doğu tarafında karanlığın başlaması, en yüksek yerde ziyanın, güneş ışığının kalmaması demektir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Zekâtı verilmeyen mallar 25 Mart 2024 | 324 Okunma Mübarek üç aylar 07 Ocak 2024 | 119 Okunma İslamiyete hürmet edenle etmeyenin farkı 06 Ocak 2024 | 63 Okunma Cihad, çapulculuk değildir! 05 Ocak 2024 | 140 Okunma Mübarek isim ve resimleri yere sermek 04 Ocak 2024 | 97 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar