Komuta ekonomisiyle faiz düşer mi...

Bankalar esas olarak mevduat olarak para toplayıp, onu kredi olarak veren ve para alıp satmadan kar eden, çark çeviren kurumlardır. Bunu yaparken piyasaların talep ettiği kredileri verecek kadar mevduat toplayamazlarsa, yurt dışından kendileri...

Bankalar esas olarak mevduat olarak para toplayıp, onu kredi olarak veren ve para alıp satmadan kar eden, çark çeviren kurumlardır. Bunu yaparken piyasaların talep ettiği kredileri verecek kadar mevduat toplayamazlarsa, yurt dışından kendileri kredi alarak, borçlanarak sistemlerini döndürmeye çalışırlar. BDDK’nın 19 Haziran tarihli verilerine göre mevduat 1 trilyon 678 milyar lira, krediler ise 1 trilyon 916 milyar lira. Bankalar, topladıkları mevduatın yüzde 117’si oranında kredi dağıtmışlar. Yani talebi karşılamak için onlar da yurt dışından borçlanmışlar, riske girmişler...

Şu anda piyasada mevduat faizi ortalama yüzde 13’lerde. Ama biliyoruz ki müşterisine, parasına göre daha yüksek uygulamalar söz konusu. Bizim duyduğumuza göre yüzde 15 faiz isteyen müşteri ve bunu veren bankalar bulunuyor. Buna karşılık bankaların uyguladığı kredi faizleri Başbakan’ın da belirttiği gibi yüzde 19 seviyesinde.

Başbakan Binali Yıldırım, İSO Meclis Toplantısı'nda, bankalara "Faizleri indirin, indirmezseniz elimizdeki araçları kullanırız. Yüzde 14’lerle mevduat toplayıp yüzde 18-19’larla faizli kredi veriyorsunuz. Bu sizin için son çağrı, tren kalkıyor. Ya adam gibi faiz oranını benimsersiniz, ya da elimizdeki araçları kullanırız” açıklamasını yapıyor. Bankaların geçen yıl yüzde 15.5 olan rasyolarının bu yıl yüzde 16.4’e çıktığını belirterek, bu oranın Rusya’da yüzde 13, Çinde 12.7 olduğunu bizde bunun çok üzerinde olduğunu söylüyor.

Bankaların ekonomistleri ise Hazine’nin iç ve dıştan yüksek borçlanmaya gitmesine dikkat çekerek konuya farklı yaklaşıyorlar. Geçen yıl Hazine’nin piyasaya para bırakarak borçlandığını, bu yıl ise piyasadan fazla para çektiğini belirtiyorlar. Bunun da bankalar açısından olumsuzluk yarattığını söylüyorlar.

Hazine’nin fazla fazla borçlanması faiz üzerinde her zaman olumsuz baskı yaratır düşüncesini ortaya koyuyorlar. Üstelik hala enflasyonda istenilen seviyelere inilmediğine, tıkanıldığına dikkat çekiyorlar.

Ece Ceyhun’un haberindeki uzman görüşleri bana faiz baskısı ile ilgili şu görüşün önemsenmesi gerektiğini hatırlattı. “Hazine fazladan borçlanmasaydı şimdi yüzde 11’leri değil, yüzde 10’ları konuşuyorduk. 2017 istisnai bir yıl olacak. Aynen 2009’daki gibi borçlanmanın artacağı ve yüzde 100’ün üzerine çıkacağını biliyorduk. Ama yüzde 150’yi aşması piyasayı baskılar. Bunu biliyor olmamız lazım.”

Banka analistleri bankalarla ilgili faiz indiriminin komuta ekonomisi ile düşmeyeceğini piyasa koşullarına uygun düzenleneceğini, faizleri emirle düşürmeye çalışmak yerine, yapısal sorunlara eğilmenin doğru olacağını belirtiyorlar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Diyarbakır’dan TSO Başkanı Mehmet Kaya’dan bir kötü bir iyi haber 01 Ekim 2018 | 259 Okunma Müteahhitlerden “kamuya iş yapılamaz hale gelindi” uyarısı 28 Eylül 2018 | 308 Okunma “Aykırı ses olmadan doğru yol bulunmaz” yazımın okuruma hatırlattığı... 27 Eylül 2018 | 159 Okunma “Aykırı ses olmadan doğru yol bulunamaz” 26 Eylül 2018 | 245 Okunma Güven ve kriz... 25 Eylül 2018 | 139 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar