İsmiyle müsemma 'olağanüstü' bir gün

Pazar günü yapılan kongre AK Parti’nin kuruluş günü kadar önemlidir. Hatta, AK Parti tarihinin en önemli toplantılarından birisi gerçekleşmiştir. İsmiyle müsemma “olağanüstü” bir gün...

Pazar günü yapılan kongre AK Parti’nin kuruluş günü kadar önemlidir. Hatta, AK Parti tarihinin en önemli toplantılarından birisi gerçekleşmiştir. İsmiyle müsemma “olağanüstü” bir gün olmuştur.

Kongreyi müstesna kılan elbette, Ahmet Davutoğlu’nun gidişi ve yerine Binali Yıldırım’ın gelişi değildir. Veya yeni Genel Başkan’ın ilk vaadinin mümkün olan en kısa sürede başkanlık meselesini gündeme almak olması da değildir. Ki, malum selefi de mümkün olan en kısa süre içinde komisyonları çalıştırmış Haziran-Temmuz’da anayasayı getirmek niyetindeydi. Başkanlık hedefinin tekrarı da yeni bir durum değildir.

***

Pazar günü yapılan tamamıyla ve mükemmel bir Tayyip Erdoğan kongresiydi. Açıkçası, Erdoğan bizatihi genel başkan olduğu dönemlerde bile bir kongreye rengini bu kadar koyu tonda vermemişti.

Olağanüstü kongreyi gerçek anlamda “olağanüstü” yapan bu renk kadar Cumhurbaşkanı’nın “doğal ve fiili liderlik” statüsünü cesur ve tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde ilan etmesidir. Herkesin bildiği, bilhassa gelen ve giden genel başkanların çok daha iyi bildiği şeyi aleme duyurması olmuştur. Divan Başkanı Bekir Bozdağ’ın da “Parti, Tayyip partisidir” diyerek bu ilanı AK Parti adına tebellüğ etmesidir.

Geçtiğimiz Pazar Erdoğan’ın AK Parti hareketi liderliği ve Türkiye yönetimindeki ağırlığı açısından en yüksek güç seviyesine ulaştığı gündür. Cumhurbaşkanı seçildiği günün üzerinde de bir noktadır bu…

***

Parti lider ilişkisi, lider kadro ilişkisi ve en nihayet lider toplum ilişkisi eksenlerinde yeni tanımlar yapılmıştır. Bu tanımlar, Erdoğan’ın başbakan ve genel başkan olduğu dönemlerin ilerisindedir ve hiç şüphesiz daha nettir.

Partinin kurucu lideri Erdoğan’dı, evet.

Son sözü, hatta çoğu kez ilk sözü o söyler, evet.

Cumhurbaşkanı olduktan sonra da AK Parti’yle bağı devam etti, evet.

Kongre mesajında söylediği gibi partisinden kopması da mümkün değildi, evet.

Hiçbiri sır değildi ama neticede her biri kendi başına bir gerçekti. Parça parça ve ayrı bağlamlarda yürüyen gerçekler Pazar günü bir araya geldi. İsmiyle, lafzıyla ve bilhassa lider sembolünün gücüyle kongre çatısı altında toplandı, toparlandı. AK Parti teşkilatlarının, siyasal kadrolarının, gençlerinin, yaşlılarının önüne bir doktrin olarak konuldu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kırılgan dünyanın sorumsuz liderleri 15 Nisan 2024 | 291 Okunma Erdoğan, seçmenin ne demek istediğini tabii ki anladı... 11 Nisan 2024 | 823 Okunma Erdoğan’ın kendisiyle yapacağı toplantıdan ne sonuç çıkacak! 08 Nisan 2024 | 972 Okunma İmamoğlu ‘Kurultay benim işim değil’ deseydi... 06 Nisan 2024 | 349 Okunma AK Parti’nin yenilgiyle imtihanı... Bazen bilirsin, istersin ama yapamazsın 04 Nisan 2024 | 1.276 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar