Metal yorgunluğu mu, bahar yorgunluğu mu?

“Sayın Cumhurbaşkanım” dedi; “Zaman zaman siz teşkilatlarımızda metal yorgunluğundan bahsediyorsunuz. Bu yorgunluğun bir bahar yorgunluğu kadar kısa süreceğine inanıyorum. Yeter ki gönüllerimiz yorgun...

“Sayın Cumhurbaşkanım” dedi; “Zaman zaman siz teşkilatlarımızda metal yorgunluğundan bahsediyorsunuz. Bu yorgunluğun bir bahar yorgunluğu kadar kısa süreceğine inanıyorum. Yeter ki gönüllerimiz yorgun olmasın. Yeter ki birlik ve beraberliğimize zarar gelmesin. Sizi tekrar eve dönmeniz, başımıza geçmeniz zaten hepimiz için bambaşka bir heyecan. Biz güçlü ve büyük bir partiyiz.”

Bir Shakespeare oyunundan, ya da eski saray protokolünden alınmışçasına nazik övgülerle ve mutedil tonda sarf edilmiş bu sözler, şimdiye dek Erdoğan’ın AK Parti’de köklü değişiklik yapma beyanı üzerine kamuoyuna yansıyan ilk ve tek itiraz oldu.

Başbakan Yıldırım, adeta pamuklara sarmalayıp sararak, belki baş başa daha açık konuştukları itirazları, olabilecek en nazik, en dolaylı şekilde ve Erdoğan’ın arkasından değil, yüzüne karşı kamuoyuyla paylaşmış oldu.

Belki de böylelikle parti içinde Erdoğan2ın öngördüğü ölçüde köklü bir temizliğin o kadar pürüzsüz gerçekleştirilemeyeceği, bunun partinin “birlik ve beraberliğine zarar” getirebileceği, hatta “gücünü” zayıflatma tehlikesi bulunduğu görüşlerini kırıp dökmeden kayda geçirmek istiyordu.

Genç okurların hepsi bilmeyebilir, Rusya’nın öncülü Sovyetler Birliği yıkılmadan önce, Soğuk Savaş günlerinde Batı dünyasında “Kremlinoloji” denilen bir tahlil yöntemi vardı. Kremlin, o zaman Sovyet, şimdi Rus yöneticilerin makamı olan Moskova’nın merkezindeki külliyenin adı.

Sovyetler Birliği kapalı bir toplumdu, Kremlin’in içinde ne olup bittiğini kimse bilemezdi. Basın Komünist Parti kontrolünde olduğu için serbest yorum, tartışma ortamı da yoktu. O nedenle Kremlin’den ara sıra yapılan bir açıklama, parti gazetesi Pravda’da yer alan bir makalenin satır araları, ne bileyim 1 Mayıs törenlerinde Kremlin’e sıralanan partili zevatın birbirlerine yan bakışı, kaş çatışı hep Sovyetlerin filanca konuda ne yapacağı, ya da yapmayacağına işaret olarak yorumlanır, buna karşı siyaset geliştirilmeye çalışılırdı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
ABD’yle ilişkilerde rüzgâr değişiyor: en muhtemel senaryo 19 Mart 2021 | 401 Okunma Mısır virajı ve “Ne diyorsam o” siyasetinin sonu 17 Mart 2021 | 922 Okunma MHP’nin “Fosforlu” kampanyası yeni Anayasayı yatırdı gibi 12 Mart 2021 | 1.590 Okunma Akşener’in Fosforlu Cevriye çıkışı putları kıran türden 11 Mart 2021 | 1.081 Okunma Papa Fransis’in Irak ziyareti, Türkiye ve İran 10 Mart 2021 | 282 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar