Utangaç kitle!

Ve sandıklar açıldı... YSK kesin sonuçlarına göre, evet yüzde 51.41, hayır ise yüzde 48.59. İtiraz kampanyaları düzenleniyor ama şüphe izi bırakmak ne acıdır ki muhalefetin içine...

Ve sandıklar açıldı...

YSK kesin sonuçlarına göre, evet yüzde 51.41, hayır ise yüzde 48.59.

İtiraz kampanyaları düzenleniyor ama şüphe izi bırakmak ne acıdır ki muhalefetin içine düştüğü ve alışkanlık haline getirdiği bir komedya!


İstediği sonucu alamayanların çareyi de daima itiraz kapılarında araması gelenekselleştirildi...

Halk, referanduma gidişin mesajını anlıyoruz ki biraz farklı algılamış.

Elbette parti teşkilatları, belediyeler istendiği gibi çalışmamış olabilir ama buradaki kırılma noktalarını ve fay hatlarını mutlaka değerlendirmeye alıp yeni stratejiler bulunacaktır.

Ve özellikle de kararsızların, yani “utangaç” denilen kitlenin çekimserliği çok iyi analiz edilmeli...

O utangaç kitle 2019 yılına kadar yeniden ikna edilebilir ve kazanılabilir!

***

Çift başlılığa ve devletteki travmalara artık izin vermeyen bir sistem değişikliğinden bu kadar rahatsız olmak niye?

Davul birinde, tokmak başkasında metodunu ısrarla savunmak büyük bir çelişki dağıdır!

“Tek Adam değil Tek Kaptan” sistemi olduğu doğru dürüst anlatılmadı diyemeyeceğim ama bu stratejiyi savunanların büyük bir çoğunluğunun bunu televizyon ekranlarında agresif ve sert bir üslupla, bağıra çağıra anlatmış olmalarının büyük bir kesimi tedirgin ettiğinin de şahidiyim.

***

Halk, idari-bürokrasi-yargı arasında sıkışıp kaldığını biliyordu ve her gün bu güzergâhta boğuşmasına rağmen bir imza için “Bugün git, yarın gel” ya da “Bir üst kata çık” denilerek başlarından savan kesimin saçmalıklarından da yorgun düşmüştü.

Ve bu sürecin iyileştirileceğine dair kimse bir şey söylemedi.

Halka yeni sistem örneklerle daha iyi anlatılmalıydı.

Sloganlarla ve diplomatik bir üslupla anlatılma yolunun tercih edilmesi büyük bir hataydı...

Ve Eski Türkiye ile Yeni Türkiye fotoğrafları halkın önüne net konulmadığından referandum gerekçesi tam anlaşılmadı.

***

Günlük hayatı tribündeki taraftarlık psikolojisiyle yaşamaya doğru hızla ilerlerken, yeniden toplumun bütün kesimlerini ikna edecek söylemlere ihtiyaç var.

Bir arada yaşamayı sanatlaştıran projeleri hayata geçirmek gerekiyor.

Ayrıştırıcı ve mikser kafalar ötekileştirmeden şikâyet ederken, kendi hayatında dahi demokrat olmadığını bilmemize rağmen muhalefete devam ettiler.

Ve kendi penceresinden hayata bakmaktan bıkıp usanmayanları elbette ikna etmek zor!

Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan önümüzdeki süreçte etrafındaki ayrıştırıcı ve kavgacı ve tek taraflı yönlendirmelerde bulunan kadrosundan da kurtulmalı.

Hepsinin kim olduğunu biliyoruz, elbette kendisi de biliyor...

Eski ve yeni kurmaylarının kavgalarının Ankara’nın dışına çıkmış olduğunu da mutlaka biliyordur...

Özellikle ekranlarda ve medyada sert üsluplarıyla savaş borazanları çalanlardan da hem etrafını hem de partisini kurtarmalı...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yarından sonra 31 Ekim 2022 | 153 Okunma Hiç ışık yok 29 Ekim 2022 | 87 Okunma Derin yapılar 26 Ekim 2022 | 215 Okunma Çalkantılı geçmiş 24 Ekim 2022 | 163 Okunma Yol haritaları 22 Ekim 2022 | 113 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar