Türkiye’nin adâlet sorunu

OHAL döneminde hak ihlâllerinin patladığı en vahimi yüz binlerce vatandaşın haksızlıklara ve hukuksuzluklara mâruz kaldığı süreçte yargının devre dışı kalması, hukuk yoluyla hak arama...

OHAL döneminde hak ihlâllerinin patladığı en vahimi yüz binlerce vatandaşın haksızlıklara ve hukuksuzluklara mâruz kaldığı süreçte yargının devre dışı kalması, hukuk yoluyla hak arama imkânının kalmaması Türkiye’nin adâlet sorununu gündeme getiriyor.
İktidara yakın mahfiller bile, iddianâmesi yazılmayan, uzun tutukluluklarla peşin cezâlandırmalarla, “herkesin suçluluğu ispat edilinceye suçsuz olduğu” ve “suçun şahsiliği” esaslarının OHAL’e kurban edilmesinin, garip bir şekilde “suçsuzluğu ispat kuralı”na ve “irtibat ve iltisak”la suçlanmasıyla hukukun temel kurallarının çiğnenip daha baştan muallel hale getirdiğinden ve herkesin aynı çuvala doldurulmasıyla gerçek darbecilerin yargılanmaktan kurtulduğundan yakınıyorlar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Fikri hezeyanlaştıran” siyasî manipülasyonlar 06 Mayıs 2018 | 275 Okunma İktidarınki “hamle,” muhalefetinki “hülle ve hîle”! 29 Nisan 2018 | 188 Okunma “Suriye’nin politikası”nın garabetleri 22 Nisan 2018 | 184 Okunma Bu ne rest, bu ne Patriot müzâkeresi! 08 Nisan 2018 | 211 Okunma Soruşturmalar sulandırılıyor 25 Mart 2018 | 349 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar