Büyük güçlerin yükseliş ve inişleri

Geçtiğimiz bir ay ve özellikle son hafta içinde küresel satranç tahtasında önemli hamleler oynandı. Şüphesiz en önemli olanlarından birisi dünya tarihinde ilk kez Çin savaş gemilerinin Baltık...

Geçtiğimiz bir ay ve özellikle son hafta içinde küresel satranç tahtasında önemli hamleler oynandı. Şüphesiz en önemli olanlarından birisi dünya tarihinde ilk kez Çin savaş gemilerinin Baltık Denizi’nde varlık göstermeleri ve Rus Donanması ile ortak deniz tatbikatına katılmalarıydı. Tatbikatın tarihleri (24-25 Temmuz 2017) ABD tarihinde gelmiş geçmiş en yetenekli uçak gemisi olan USS Gerald R. Ford’un Başkan Trump’ın huzurunda ve önde gelen Neocon siyasetçilerden Donald Rumsfeld ve Dick Ceheney’in de protokolde en ön sırada yer aldığı bir tören ile hizmete girdiği tarihe (24 Temmuz 2017) denk gelmişti. Bu bilinçli bir seçim mi, yoksa talihin bir cilvesi mi ? bilemeyiz.

SONA EREN ABD LİDERLİĞİ

Bu olayların yaşandığı haftadan 3 hafta önce de Amerikan Kara Harp Akademisi Stratejik Çalışmalar Enstitüsü, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Savunma Bakanlığı desteğinde bedava dağıtılmak üzere yeni bir kitap yayınladı. “Kendi Tehlikemize Göre: Tek liderlik Sonrası Dünya Düzeninde Savunma Bakanlığı Risk Değerlendirmesi” adını taşıyan bu kitap, ABD yönetimine dünya liderliğinde tekrar söz sahibi olması için tehdit odaklı değil, hedef odaklı bir yaklaşım öneriyor. Önümüzdeki 10 yılda yaşanacağı öngörülen ve ABD için tehdit olduğu belirtilen 23 farklı gelişme için 8 farklı müdahale yönteminin önerildiği raporda, Türkiye’de bir “iç savaş”ın yaşanması ve bu durumun askeri bir müdahale ile kontrol altına alınacağı ileri sürülüyor.

TÜRKİYE DÜŞMAN MI?

Tabi sormamız gerekir, ABD’li asker ve akademisyenlere bir NATO üyesi ve egemen bir ülke hakkında bu denli tehditkar senaryo kurma hakkını kim veriyor? Dikkat edilmesi gereken husus, bu raporun bağımsız bir think-tank tarafından değil, devletin savunma bakanlığına bağlı, karacı kurmay subayların yetiştirildiği akademi tarafından yayınlanıyor olmasıdır. Türkiye’yi neredeyse düşman kategorisinde inceleyen bu kitap, ABD’nin 15 Temmuz sonrası oluşan konjonktürün, kendi çıkarları açısından küresel jeopolitikte yarattığı geri dönülmez rahatsızlığın kaba bir şekilde dışa vurumunu oluşturuyor. Hükümete 6 alanda öneri götüren raporda dikkat çeken husus, altı alanın da ancak güçlü bir donanma ile desteklenebileceği gerçeğidir.

GÜÇ DONANMA İLE KORUNUR


 

ABD Donanması okyanuslarda geri ya da yetersiz kalırsa bu hedeflerin gerçekleşmesi olası değildir. İşte Çin ve Rus Donanmalarının Baltık Denizi’nde yaptığı varlık gösterme harekatına ve USS Gerald R. Ford’un hizmete girme töreninde ABD Başkanı’nın konuşmasına

bu perspektiften bakmak gerekir. Trump konuşmasında, geminin hizmete girişinin dünyaya yüz bin tonluk bir mesaj olduğunu vurguladı. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Barış Pınarı, Doğu Akdeniz’e doğru akmalı 13 Ekim 2019 | 254 Okunma Amiral Soner Polat: Vatana ve Mavi Vatana adanmış bir hayat 06 Ekim 2019 | 718 Okunma Preveze Deniz Zaferinin 481. yıldönümünde Yunanistan’ın Mavi Vatan kompleksi 29 Eylül 2019 | 202 Okunma Küresel düzenin yeni aktörleri: Hipersonik Füzeler 22 Eylül 2019 | 325 Okunma Yunanistan’da akıl galip gelir mi? 15 Eylül 2019 | 237 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar