Ne kahramanlık ucuz, ne Müslümanca yaşamak!

Döneminde, Osmanlı topraklarını üç kat genişleten ve yeryüzünün halifesi unvan ve kudretini elde eden Yavuz Sultan Selim, Mısır’ı fethetmiş, payitahta geri dönmektedir. Halk tarafından nasıl bir...

Döneminde, Osmanlı topraklarını üç kat genişleten ve yeryüzünün halifesi unvan ve kudretini elde eden Yavuz Sultan Selim, Mısır’ı fethetmiş, payitahta geri dönmektedir. Halk tarafından nasıl bir coşkuyla karşılanacağını bilir ve nefsi gururlanmasın diye geceyi, ordusuyla birlikte Üsküdar kapılarında geçirir.
Ertesi sabah, güneş ışıkları ortalığı aydınlatmadan ve şehir halkı uyanmadan, sessiz sedasız İstanbul’a girer. Onu karşılayanlar, teşbihte hata olmasın sadece ervahtır! Yavuz Sultan Selim şunu çok iyi bilmektedir; alkış ve her türlü gösteriş kibri beraberinde getirir ve kabaran gurur insanı, insanlıktan çıkarır; firavunlaştırır. Ve yine bilir Yavuz Sultan Selim, şeklen ibadetleri yapmak değildir İslam; özünü-ruhunu yitirmişseniz bir dinin, yeryüzünün hâkimi olsanız ne fayda!
Nurettin Topçu’nun ifadesiyle; “Güneş Tanrısı olan Firavunların beldesini fethettikten sonra İstanbul’a dönen Yavuz Sultan Selim, kendisini güneşe rakip saymasınlar diye, bu şehrin Üsküdar kapılarında sabahladığı gecenin karanlığına gururunu gömer”.
İşte bu ruhtu, Anadolu’yu Anadolu yapan.
Bu ruhtu, Fatih’e çağ kapatıp çağ açtıran.
Bağıra bağıra, cuma namazlarına gitmek; bak ben nasıl da dindarım deyip, ulu orta yaptıklarını el âleme göstermek değildi.
Bu ruhu sakın ola ucuz kahramanlıklarda aramayın. Köprüye adını vermekle, Yavuz’u anladık zannediyorsak, bilin ki yanlıştayız! Hamaset, bu ruhla asla örtüşmez. İç dünyalarında insanı idare eden, asil kuvvelerden nasibini almamışlar, bu söylediklerimi anlayamaz.
Ancak şu biline: Kılıçarslan’a, Selahaddin Eyyubi’ye, Fatih’e, Yavuz’a, Atatürk’e işte bu bilinç, bu ahlak, bu güç destanlar yazdırdı.

KAHRAMANLIK UCUZ DEĞİL

Kahramanlık, ordusunun başına geçerek, Mısır’ı fethetmek ve Kâbe’nin anahtarını İstanbul’a getirmektir.
Kahramanlık, karadan gemi yürütüp, bin yıllık Bizans’ı devirmektir.
Kahramanlık, Conkbayır’da, Anafartalar’da, Sakarya’da ordusuyla birlikte savaşmak; “savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum” diyebilmektir.
Kahramanlık, Ömer Halisdemir olabilmektir.
Kahramanlık, bir destanın lideri olduğunu sanmak değildir; kahramanlık, Hakk’ın isimsiz kılıcı olmaktır. Ne diyor Nihal Atsız:
Kahramanlık, ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;
Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir.
Şimdi bildin mi; evlad-ı osmaniye ne demek, kahramanlık ne demek?
Bilemedin mi?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Alimin uykusu cahilin ibadetinden daha üstündür! 27 Kasım 2023 | 377 Okunma Bir toplumun DNA testi: ENFLASYON... 20 Kasım 2023 | 256 Okunma Bugün ölen adaletti 13 Kasım 2023 | 319 Okunma Ülkeler ahlaksızlıktan çöker! 06 Kasım 2023 | 192 Okunma Ne mutlu Türk’üm diyene! 30 Ekim 2023 | 195 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar