3 müebbet artı 15 yıl

Haftalardır referandumla yatıp referandumla kalkıyoruz. Cezaevlerinde yayılarak süren açlık grevleri, Suriye’de çapı bölgeyi de aşabilecek çatışmalar, AB’nin geleceğini etkileyecek Fransa seçimleri...

Haftalardır referandumla yatıp referandumla kalkıyoruz. Cezaevlerinde yayılarak süren açlık grevleri, Suriye’de çapı bölgeyi de aşabilecek çatışmalar, AB’nin geleceğini etkileyecek Fransa seçimleri ve hele art arda açıklanan ibretlik iddianameler hep referandum ateşinin gölgesinde kaldı. 
Ve geldik bugüne. 
Yarın elinizde olacak gazeteyi hazırlıyoruz ve referandum sonuçları üstüne yayın yapmak yasak. 
Buna karşılık art arda yayımlanan iddianameler üstüne yayın yapmak, yorum yazmak yasak değil. 
Yapalım öyleyse…

***

Ülkenin her yanında harıl gürül çalışan mahkemelerde kimileri beş on sayfa, kimileri üç beş yüz sayfa, kimileri birkaç bin sayfalık iddianameler var. 
Bir gazete yazısında tümüne yetişilemez. 
Ama hiç olmazsa meslektaşlarımla ilgili iddianameleri ele almamak da bağışlanmaz bir meslek ayıbı…
Korkmayın yine hapisteki 11 arkadaşımı ve bencileyin tutuksuz yargılanacakları ilgilendiren “Cumhuriyet iddianamesi”ni ele almayacağım. O zaten “Böyle bir iddianame nasıl olamaz” başlığı altında önümüzdeki yıllarda hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak… 
Şu anda bizim iddianamede beni ilgilendiren 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ilk duruşma gününü hangi tarihe vereceğinden ibaret. Başka bir deyişle “İçerdeki arkadaşlarımı daha ne kadar hapiste tutacaklar” sorusunun cevabından ibaret. 
Bunu dehşetli merak ediyorum çünkü… 
Çünkü ben arkadaşlarımı çok, ama çok özledim…

***

Biliyorsunuz. Bir ağır ceza mahkemesinin tutuksuz yargılamak üzere tahliye etme cüretini gösterdiği, aralarında Murat Aksoy arkadaşımın ve müzik sanatçısı Atilla Taş’ın bulunduğu gazeteciler, savcının alelacele yeni kanıtlar bulup açtığı yeni soruşturma kapsamında yeniden tutuklandılar. Daha önce tahliye kararı veren yargıçlar ve savcı da zaten açığa alınmışlardı ve haklarında verilecek “meslekten ihraç” kararını beklemekteler.

***

Geldik “medyada FETÖ unsurları” diye adlandırılan (ne demekse o artık) aralarında Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak’ın yer aldığı davaya. Onun da iddianamesi yayımlandı. Meslektaşlarım hakkında 3 kez müebbet, ek olarak da 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor. 
İddianame elinize geçse de okusanız. Bu meslektaşlarımın yazıp çizdikleri, ekranlarda konuşup söylediklerinin tek satırında tek bir darbe övgüsü bulabilen beri gelsin. Yazdıklarına katılmayabilirsiniz. Nazlı Ilıcak’ta Fethullah Gülen ve Cemaat övgüsü de bulabilirsiniz. Ancak bunlar, bırakın müebbet hapis cezası istenmesinin, tutuklu yargılanmanın gerekçesi olabilir mi?

***

Ya Zaman gazetesinde yazan çizen meslektaşlarım için istenen üç kez müebbet ve ek olarak 15 yıla kadar hapis cezası isteyen iddianameye... 
Çoğunu tanımıyorum. Tanıdıklarım da bir selamlaşma ötesinde sık sık birlikte olduğum, arkadaşlık ettiğim meslektaşlar değil. Ama kimse de bana Gülen cemaatinin amiral gemisi, organı olduğunu düşündüğüm Zaman gazetesinde 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Eyvah, yaşasın, ben yine gidiyorum 09 Eylül 2018 | 4.823 Okunma 25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018 | 3.355 Okunma (Siyasal) İslam ve demokrasi 15 Ağustos 2018 | 6.318 Okunma Hem İslam hem demokrasi mi, ya İslam ya demokrasi mi? 13 Ağustos 2018 | 8.223 Okunma Garo Paylan’la imam olmamak için... 12 Ağustos 2018 | 3.771 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar