Çuvalladınız, kabul edin ve rahatlayın

Sözüm ne Saray’da ve Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edilemez “Reis”inize, ne Ahmet Davutoğlu’nun halefi (=ardılı), yeni gelecek olanın selefi...

Sözüm ne Saray’da ve Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edilemez “Reis”inize, ne Ahmet Davutoğlu’nun halefi (=ardılı), yeni gelecek olanın selefi (=öncülü) Binali Yıldırım nam yiğide... 
Sözüm, siz AKP listelerinden seçilip Meclis’e giren milletvekillerine; AKP’nin köyde, kasabada, ilçede, ilde başkanlığını, yönetim kurulu üyeliğini filan yapanlara; hatta kaçıncı olduğunu artık sayamadığım “Saray buluşmalarına”katılan muhtarlara... 
Beyler, gelin kabul edin, kendi kendinize kaldığınızda itiraf edin: İktidarınız fena halde çuvalladı... 
Parti büyüklerinizden en büyüklerine kadar tümünün ağız birliği edip günde beş vakit “Çağ atladık,.. Türkiye’ye çağ atlattık... Ekonomi tıkır tıkır... İşler yolunda... Dış mihraklar, iç alçaklar... Halep de bizimdi, Musul da bizimdi... Ordumuz Suriye’yi fethediyor... Esadın günleri sayılı.... Şam’ın Emevi Camii bizleri bekliyor” nutukları atmalarına aldırmayın, aldanmayın.
O tumturaklı, o firaklı cümleler gece yarısı mezarlıktan geçerken yüksek sesle türkü çığırıp korkusunu, paniğini örtmek isteyenlerin patırtısından farksız...
İster iç politikaya, ister dış politikaya; ister siyasete, ister ekonomiye; ister eğitime, ister güvenliğe... Nereye bakarsanız bakın, gözleriniz cavlak, bilinciniz berrak, aklınız kıvrak ise çuvalladığınızı göreceksiniz...

***

Hangi birinden başlasam?
“Komşularla sıfır sorun” diye başladınız, “Dostlarımızı çoğaltmak, düşmanlarımızı azaltmak” diye devam ettiniz. Az gittiniz, uz gittiniz... Dönüp ardınıza bir bakın. Sorunsuz komşu kalmadı; dostlar azaldı, düşmanlar çoğaldı.
İnanmadınız mı? 
Söyleyin öyleyse: Irak dostumuz mu ve sorunsuz mu? Suriye? Yunanistan?Şiiliğin kalesi İran? Hatta laflara değil, gerçeklere ve gerçekleşenlere bakılırsa Rusya? İktidarınızın ilk yıllarında sizi destekleyen Avrupa Birliği ile bugünkü Avrupa Birliği aynı mı? Obama ile aranız şekerrenk idi. Peki bel bağladığınız Trump’ın Ortadoğu projelerine bakınca ne diyorsunuz?
Dış politikayı geçelim... 
Ekonomi’ye gelelim mi?
Ayrıntıya girmeyeceğim. Ciddiye alınacak katma değer katkısı olmayan inşaat sektörünü bir kenara koyun. Sanayi üretimine bir bakın. Hele hele ihraç malı üretebilecek sanayi üretimine bakın. 
Buna bir de hem milli ve yerli para edebiyatına sarılıp, “dolarlarınızı bozdurun”çağrıları yapıp hem de “küresel ekonominin bir halkasıyız” diyorsunuz ya, size oksimoron terimini hatırlatırlar. (Oksimoron için daha önce yazdım, tekrarlıyorum. “Bakire anne, ateist imam, tarafsız taraftar” ne kadar anlamlıysa “Küresel ekonomide sadece yerli ve milli para” da o kadar anlamlıdır). 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Eyvah, yaşasın, ben yine gidiyorum 09 Eylül 2018 | 4.822 Okunma 25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018 | 3.355 Okunma (Siyasal) İslam ve demokrasi 15 Ağustos 2018 | 6.318 Okunma Hem İslam hem demokrasi mi, ya İslam ya demokrasi mi? 13 Ağustos 2018 | 8.223 Okunma Garo Paylan’la imam olmamak için... 12 Ağustos 2018 | 3.771 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar