Demet Akalın'ın namaz kılan minik kızı

DEMET Akalın'ın 2 yaşındaki minik kızı başını örtmüş, namaz kılmış. Allah kabul etsin.   *   Bir insanın çocuğuna dinini, diyanetini öğretmesinin yadırganacak bir tarafı...

DEMET Akalın'ın 2 yaşındaki minik kızı başını örtmüş, namaz kılmış.

Allah kabul etsin.

 

*

 

Bir insanın çocuğuna dinini, diyanetini öğretmesinin yadırganacak bir tarafı yok.
İsteyen çocuğunu tabii ki inanca, ibadete özendirir.
Buna kimse karışamaz.

 

*

 

İşin tartışmaya değer bir tarafı var. 
O da şu: 
-Bu özendirme çabası, sosyal medya aracılığıyla dünya âleme gösterilir mi? 
-Gösterilirse... Doğru bir iş yapılmış olur mu?

 

*

 

Bu durumda şöyle bir savunma gelebilir:
-Çocuğumu özendirdiğim şeye başkalarının da özenmesini sağlama çabasından niye geri durayım? 
-Yapılan utanılacak bir şey mi ki saklayayım?

 

*

 

Yani öyle kolayca altından kalkabileceğimiz işler değil bunlar.

 

*

 

Ancak işin kolayca altından kalkılacak bir tarafı var. 
O da şu: 
Eğer Türkiye’de bugünkü siyasi atmosfer olmasaydı...
Demet Akalın ve eşi, o görüntüyü sosyal medyada paylaşma konusunda bu denli iştahlı olur muydu?

 

*

 

İşte bundan emin değilim.

 

*

 

Çünkü herkes gibi ben de 28 Şubat’ı yaşadım.
Ve o dönem hiçbir popçu, şovmen ve artist, kıyısında köşesinde “din” bulunan en küçük bir görselliğe bile pek yüz vermiyordu.

 

 

Ankara’da bir perşembe günü

 


-ÇARŞAMBA akşamı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile ‘Tarafsız Bölge’de buluştuk. Deniz Zeyrek ve Hande Fırat’la birlikte sorular sorduk Kılıçdaroğlu’na... Program biter bitmez de dağıldık.

 

*

 

-Perşembe sabah saatleri... AK Parti’nin aykırı isimlerinden biri haline gelen Hüseyin Çelik’le buluşup bir röportaj yaptım. Sordum babam sordum. “Siz yoksa ayrı bir parti mi kuracaksınız?” diye sordum. “Bu eleştirilerinizi makam koltuk sahibiyken niye yapmıyordunuz?” diye sordum. “Bülent Arınç, Sadullah Ergin, Abdullah Gül... Organize bir hareket mi başlattınız?” diye sordum. O da cevapladı. Sorular ve cevapları “Çarşamba Sohbetleri”nde okuyacaksınız.

 

*

 

-Ankara’da epeydir herhangi bir bakanlığın kapısından içeri adımımı atmamıştım. Hüseyin Yayman dostumuz, “Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı” görevine atanmıştı. ‘Tarafsız Bölge’yi birlikte hazırladığımız arkadaşım Mine Özbek’le birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı’na gittik. Hüseyin Yayman’a “Hayırlı olsun” dedik.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bir baba aranıyor 20 Nisan 2024 | 629 Okunma Savaş çıksa da kıtlık yaşansa da böyle fiyat olmaz 19 Nisan 2024 | 3.073 Okunma Günlük yalan dozu arttı... Her yalanın bir amacı var 18 Nisan 2024 | 4.298 Okunma AK Parti’nin kurtuluşu: Kıyasıya iç eleştiri 16 Nisan 2024 | 3.264 Okunma Çok hesaplı kitaplı bir vuruş 15 Nisan 2024 | 4.156 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar